🐻 41 Yasin Okumanın Fazileti Diyanet
Bubakımdan Meryem Suresi Okunuşunu öğrenebilir ve fazileti hakkında da bilgi sahibi olabilirsiniz. Meali ve Diyanet 22. ayetleri ve aynı zamanda Yasin suresinin 82-83 ayeti
36 Yasin Süresi Meali ve Tefsiri Tefsiri. 38- Sad Süresi Meali ve Tefsiri. 39- Zümer Süresi Meali ve Tefsiri. 40- Mü’min Süresi Meali ve Tefsiri. 41- Fussilet Süresi Meali ve Tefsiri. 42- Şura Süresi Meali ve Tefsiri Diyanet Kuran da iman edenler Peygambere eziyet verecek söz ve davranışlardan sakındırdıktan sonra
5 (Bu Kur'an) üstün ve çok merhametli Allah tarafından indirilmiştir. 6. Ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir. 7. Andolsun ki onların çoğu gafletlerinin cezasını hak etmişlerdir. Çünkü onlar iman etmiyorlar. 8. Biz, onların boyunlarına halkalar geçirdik.
Busalavât, 3,5,7,11,21 veya 41 kere okunabilir. Herkes vaktine göre az veya çok okuyabilir. İsteyen 3 kere isteyen 41 kere okur. Fazileti, sevabı buna göredir. Çok önemli işlerin gerçekleşmesi için bu salavât (4444) defa okunur. Gelecek musibetlerden (belâ ve kazalardan) korunmak ve kurtulmak için de (4444) defa okunur.
Etiket yasin suresi fazileti diyanet. Anasayfa » Etiket: yasin suresi fazileti diyanet. REKLAM ALANI. Yasin Suresini Okumanın Faziletleleri. 10.04.2021.
AyetelKürsi Duası Oku ve Dinle sayfamız içerisinde bu ayeti kerimenin konusu, önemi, özellikleri, mucizeleri, sırları, kaç ayet olduğu, hangi surede yer aldığı, anlamı, Türkçe ve Arapça okunuşu, fazileti, faydaları, Diyanet meali, içerisinde geçen Allah'ın isimleri ve sıfatları hakkında bilgiler yer almaktadır.
Etiket 41 Yasin Okumanın Fazileti Yasinin Kalbi Duası Yasinin Kalbi Duası Yasinin Kalbi Duası, kelime olarak zaten her şeyi ifade ediyor. Yasin Suresinin esrarlı ayetlerinden oluşan bu duanın bir çok faydaları mevcut. 6.
41Fâtiha okumanın yararı 69 20 defa okumak fakirliği önler 70 Vâkfa Sûresini okumanın fazileti 307 Vâkfa Sûresinin okunuşu 314 Sûresi 317 Medrese Yayınları Kadife Kuranı Kerim Orta Boy 24x16 Sesli Dinleme Krem Diyanet Mühürlü Mevlit hediyelik Nubuk (25) %56. 200,00 TL. 87,50 TL.
Acizlikten korkaklıktan, kabir azabından, hayatın ölüm ve fitnesinden sana sığınırız bizleri muhafaza eyle. Allahım! Fayda vermeyen ilimden, ürpermeyen kalpten, doymayan nefisten ve kabul edilmeyen duadan sana sığınırız bizleri muhafaza eyle. Allahım! Peygamberimiz Hz Muhammed'in senden istediği her hayrı, bizde istiyoruz
QCBV. Hakkında Yâsîn sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ Yâsîn kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına göre 41. sûredir. Nuzül Mushaftaki sıralamada otuz altıncı, iniş sırasına göre kırk birinci sûredir. Cin sûresinden sonra, Furkan sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Yerinde açıklanacak bir sebeple 12. âyetin Medine’de indiğini ileri sürenler de olmuştur. Konusu Sûrede üç ana mevzu üzerinde durulur. Öncelikle Resûlullah hitap edilerek, kesinlikle peygamber olduğu ve ona indirilen Kur’ân-ı Kerîm’in de Allah’tan geldiği beyân edilir. Efendimiz İslâm’ı tebliğ ederken müşriklerden gördüğü eziyetlere sabredip katlanmaya teşvik ve teselli etmek için önceki peygamberler ve onlara inananların mücâdelelerinden dikkat çekici misaller arz edilir. Bunun en güzel misallerinden biri, dini uğruna canını fedâ edip şehâdet şerbetini içen Habîb-i Neccâr’ın kıssasıdır. Bu misallerde aynı zaman da inkârcılara da ciddi bir ikaz ve tehdit vardır. İkinci olarak sûrede Allah’ın varlığını, birliğini, nihâyetsiz ilim ve kudretini gösteren kevnî delillere ve Allah’ın insanlığa olan müstesnâ lutuflarına yer verilerek beşeriyet tevhide çağrılır. Üçüncü olarak da âhiret gerçeği işlenir. Ölüm ve kıyâmetten, mahşerden, cennet ve cehennemden son derece canlı; bir taraftan ümitlendiren, bir taraftan korkutan manzaralar sunulur. Neticede insanın dikkat nazarı, kendi yaratılışı üzerine çekilerek, hiç olmazsa buradan hareketle göklerin ve yerin melekûtuna, açık ve gizli hükümranlığına sahip olan Allah’ın birliğini, kudret ve azametini anlaması istenir. Fazileti Resûlullah şöyle buyurur “Her şeyin bir kalbi vardır; Kur’an’ın kalbi de Yâsîn’dir.” Tirmizî, Fezâilü’l-Kur’ân 7 Yine Efendimiz buyurur “Ölülerinizin yanında Yâsîn’i okuyun.” İbn Mâce, Cenâiz 4; Ahmed b. Hanbel, Müsned, V, 26 Bu hadis-i şerifi iki türlü anlamak mümkündür. Birincisi, “Ölmek üzere olanlarınıza okuyun.” Çünkü Yâsîn sûresi hep imanî mevzulardan bahsettiği için, son nefeslerini vermekte olan bir kişi onu dinlediği zaman imanı takviye olacak ve biiznillâh imanla âhirete intikâline yardımcı olacaktır. Bir kısım âlimlerimiz ise, hadisin zahiri mânasını dikkate alarak, “Yâsîn’i ölüp defnettiğiniz mevtâlarınız üzerine okuyun” şeklinde anlamışlardır. Her iki mânada dinimiz açısından doğrudur. Çünkü, ölülerimizin hayrına yaptığımız duaların, istiğfarların, kestiğimiz kurban ve verdiğimiz sadakaların onlara faydalı olacağını haber veren çok sayıda âyet-i kerîme ve hadis-i şerif vardır. Nitekim şu âyet-i kerîme bu açıdan dikkat çekicidir “…Rabbimiz bizi ve bizden önce geçmiş olan mü’min kardeşlerimizi bağışla! Kalplerimizde iman edenlere karşı hiçbir kin ve kötü duygu bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz sen çok şefkatli, çok merhametlisin!” Haşr 59/10 Peygamber Efendimiz şöyle buyurur “İnsan öldüğü zaman bütün amelleri kesilir. Ancak şu üç şey bundan müstesnâdır Sadaka-i câriye, istifade edilen ilim ve kendisine dua eden hayırlı evlât.” Müslim, Vasıyet 14 Sad b. Ubâde yanında bulunmadığı bir esnâda annesinin vefât ettiğini, onun adına sadaka verdiği takdirde kendisine bir faydası olup olmayacağını sormuştu. Allah Resûlü “Evet” buyurunca, Sad sahip olduğu meyve bahçesini annesi adına tasadduk etmişti. Buhârî, Vesâyâ 15 Çünkü dinimiz kabir âlemini ve âhiret hayatını dünyanın tabii bir devamı saymakta, ölüsüyle dirisiyle Müslümanları tek ruh olarak görmekte, mü’minlerin gönüllerinde âhirete imanı kökleştirecek hususlara çok önem vermekte, bu sebeple dirilerin ölülerle, daha açık bir ifadeyle hayattakilerin kabir âlemiyle irtibatlarını hep canlı tutmaktadır. Efendimiz kabirdekilerini selamlarken buyurduğu وَ اِنَّا اِنْ شَاءَ اللّٰهُ بِكُمْ لَاحِقُونَ ve innâ inşâellâhu bikum lâhikûn “İnşallah biz de yakın zamanda size kavuşacağız” Müslim, C3nâiz 104 sözü bu açıdan çok mânidardır. Yâsîn sûresi İslâm toplumlarında öylesine mühim bir yere sahiptir ki hatta “Yâsîn sütü” diye bir tabir ortaya çıkmıştır. Nitekim anlatıldığına göre imanlı bir kadın, çocuğunu emzirirken daima Yâsîn sûresini baştan sona kadar okurdu. Kadın sûreyi bitirinceye kadar da çocuk emmeyi bitirir ve bu âdetini muntazaman devam ettirirdi. Çocuk büyüdü; hayırlı, âlim, fâzıl bir zat oldu. Kadın oğluna ara - sıra şöyle derdi “- Oğlum! Sakın bu fazileti hep kendinden bilme, zira ben seni Yâsîn sütü ile büyüttüm!..”Şimdi Yüce Rabbimiz, Kur’an’ın kalbi olan Yâsîn sûresinin muhteşem talimatlarıyla kalbimizi harekete geçirmek, Yâsîn sütünden içerek manen tekamül etmemizi sağlamak üzere buyuruyor ki
Yasin suresi Türkçe Okunuşu ve Türkçe Meali, Kuran-ı Kerim’in 36. suresi Yasin Suresi Bilgisayar Hatlı Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet Meali, Yasin suresi oku, Yasin suresi meali, Yasin suresi dinle, Yasin suresi indirKuran-ı Kerim’in kalbi olarak bilinen sure hangisidir? Yasin Suresi ne zaman ve nerede indirilmiştir ve kaç ayettir? Yasin Suresi konusu nedir ve ne anlatıyor? Yasin-i Şerif’in fazilet ve sırları nelerdir? Yasin Suresi Türkçe okunuşu, Arapça ve Latin harf okunuşu ve anlamı…Yasin Suresini okumanın fazileti nedir? Yasin Suresi ile ilgili hadisler neler? Yasin-i şerif hakkında bilinmesi gerekenler, Bilgisayar Hatlı Arapça Yazılışı ve Yasin Suresi Türkçe okunuşu ile Arapça okumasını bilmeyenler için kolaylık sağlaması açısından sizin için Latin harf okunuşlarıyla birlikte yazımızda Sure; Yasin-i ŞerifYasin Suresi, Kuran-ı Kerim’in 36. suresi, Mekke döneminde nazil olmuştur. Yasin Suresi Bilgisayar Hatlı Arapça-Türkçe okunuşu ve Türkçe Meali, Hakkında bilgilerYasin suresi Hakkında BilgiMekke döneminde inmiştir. 83 âyettir. Kuran-ı Kerim’de 36. suredir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan Huruf-u mukatta harflerinden yani “Yâ-Sîn” harflerinden Suresine “Kalbü’l-Kur’an” Kur’an’ın kalbi, “el-Azime” Büyük, yüce sure, “el-Muımme” dünya ve ahiret hayrını yaygınlaştıran, “el-Müdâfi’a” dünya ve ahiret sıkıntılarını, korku ve kötülükleri uzaklaştıran, “el-Kadıye” istek ve ihtiyaçları yerine getiren isimleri de Efendimiz Sallallahü Aleyhi ve Sellem; “Her şeyin bir kalbi vardır. Kuran’ın kalbi de Yasin Suresi’dir. Her kim onu gündüzleri okursa, bütün sıkıntılarına karşı ona kâfi gelir. Her kim geceleri okursa, bütün günahları affedilir.” buyurmuştur. Ebu Davud, Fedaiü’l Kur’an,3Yasin Suresi, ayrıca mübarek gecelerde, Cuma gecelerinde, mezarlıklarda, ölüm sekerat vakitlerinde, her türlü istek ve hacetlerde okunması hadislerle fazileti ve önemi kalbi, Büyük, yüce sure, dünya ve ahiret hayrını yaygınlaştıran, korku ve kötülükleri uzaklaştıran, istek ve ihtiyaçları yerine getiren sure anlamlarını taşıyan sure, Kuran-ı Kerim’de iniş nüzul sırasına göre 41. Ayettir?Mekke’de, Cin suresinden sonra inen Yâsîn suresi 83 Hangi Cüzdedir ve Kaçıncı Sayfadadır?22. Cüzde’dirYasin Suresi Hayrat Neşriyat Tevafuklu Kuran-ı Kerim’de ٤٣٩ 439. Sayfadadır. Toplam 6 Suresi Fazileti ile ilgili HadislerFaziletleri ve önemi hakkında hadis-i şerifler için tıklayınız..Yasin Suresi Dinle Abdurrahman el ussiMobil Telefondan Dinlemek için Yasin Suresi Oku, Yasin Suresi DinleBilgisayar Hatlı Yasin Suresi Arapça Yazılışı1. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 1. Sayfa2. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 2. Sayfa3. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 3. Sayfa4. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 4. Sayfa5. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 5. Sayfa6. SayfaYasin suresi Bilgisayar Hatlı – 6. SayfaYasin Suresi Türkçe Okunuşu ve ve Rahim olan Allah’ın adıyla… kur’ênil hakîm O hikmet dolu Kurân’a yemîn ederim ki,3- İnneke leminel murselîn. Sen Habîbim, hiç şübhesiz Hak tarafından gönderilen peygamber Alê sırâtim-müstagîm. Dosdoğru bir yol Tenzîlel azîzir-rahîm. Bu Kurân yegâne gâlib, çok esirgeyici Allah’nin indirdiği bir kitab Litunzira gavmem-mê unzira êbêuhum fehum ğâfilûn. Bunun hikmeti de yakın ataları azâb ile korkutulmamış, bu yüzden kendileri gaflet içinde kalmış olan bir kavmi onunla Legad haggal gavlü alê ekserihim fehum lê yu’minûn. Andolsun ki onların çoğunun üzerine azap sözü hak olmuştur. Onlar, imana İnnê cealnê fî ağnêgihim ağlêlen fehiye ilel ezgâni fehum mugmehûn. Çünkü biz onların boyunlarına kelepçeler geçirmişiz. O kelepçeler çenelerine dayanmıştır da burunları yukarı, gözleri aşağı Vecealnê mim-beyni eydîhim seddev-vemin [k]halfihim sedden feağşeynêhum fehüm lê yubsirûn. Biz hem önlerinden bir sed, hem arkalarından bir sed çektik. Böylece onları sarıverdik. Artık Vesevêun aleyhim eenzertehum emlem tünzirhum lê yu’minûn. Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, İnnemê tunziru menittebeaz-zikra ve [k]haşiyer-rahmêne bil ğayb. Febeşşirhu bimağfirativ-veecrin kerîm. Sen ancak Kur’ân’a tabi olan ve görünmediği halde Rahman olan Allah’tan korkan kimseyi sakındırırsın. İşte onu bir bağışlanma ve çok şerefli bir mükafatla İnnê nahnü nuhyil mevtê venektubu mê gaddemû ve êsêrahum. Ve külle şey’in ehsaynêhu fî imêmim-mubîn. Onları korkutsan da korkutmasan da onlara göre birdir, Vadriblehüm meselen eshâbel garyeh. İz cêehel murselûn. Sen onlara, o şehir halkını örnek ver. Hani oraya peygamberler İz erselnê ileyhimusneyni fekezzebûhumê feazzeznê bisêlisin fegâlû innê ileyküm murselûn. Hani biz onlara iki peygamber göndermiştik, fakat onlar ikisini de yalanlamışlardı. Biz de onları üçüncü bir peygamberle destekledik. Onlara “Şüphesiz ki biz size gönderilmiş elçileriz.” Gâlû mê entum illê beşerum-mislunê. Vemê enzelerrahmênu min şey’. İn entum illê tekzibûn. Onlar da “Siz bizim gibi insandan başka birşey değilsiniz, hem Rahman olan Allah, hiçbir şey indirmedi. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.” Gâlû Rabbûne yağlemu innê ileykum dediler ki “Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilmiş elçileriz.”17- Vemê aleynê illel belêğul mubîn. Bize düşen de sadece apaçık Gâlû innê tetayyernê bikum. Leil-lem tentehû lenercumennekum veleyemessennekum minnê azêbun elîm. Onlar dediler ki “Herhalde biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer bu işten vazgeçmezseniz, andolsun ki, sizi hiç tınmadan taşlarız ve mutlaka bizden size pek acıklı bir azab dokunur.”19- Gâlû tâirukum meaküm. Ein zukkirtum. Bel entüm gavmum-musrifûn. Peygamberler de şöyle cevap verdiler “Sizin uğursuzluğunuz beraberinizdedir. Size öğüt verildi diye mi uğursuzluğa uğradınız? Doğrusu siz israfı âdet etmiş bir kavimsiniz.”20- Vecê emin egsal medîneti raculuy-yes’â gâle yê gavmittebiul murselîn. O sırada şehrin ta ucundan bir adam koşarak geldi ve “Ey kavmim! Uyun o elçilere!”21- İttebiû mel-le yes’elukum ecrav-vehum muhtedûn. “Uyun sizden hiçbir ücret istemeyen o zatlara ki, onlar hidayete ermişlerdir.”22- Vemê liye lê ağbudullezî fetaranî veileyhi turceûn. “Bana ne oluyor da kulluk etmeyecekmişim beni yaratana? Hep döndürülüp O’na götürüleceksiniz.”23- Eette[k]hizu min dûnihî êliheten iy-yuridnirrahmênu bidurril-lê tuğni annî şefêatuhum şey’ev-velê yungizûn. “Hiç ben O’ndan başka ilâhlar edinir miyim? Eğer O Rahman, bana bir zarar dileyecek olsa, onların şefaati benden yana hiçbir şeye yaramaz ve onlar beni kurtaramazlar.”24- İnnî izel-lefî dalêlim-mubîn. “Şüphesiz ki ben, o zaman apaçık bir sapıklık içinde olurum.”25- İnnî êmentu birabbikum fesmeûn.“Şüphesiz ki ben, Rabbinize iman getirdim, gelin dinleyin beni.”26- Gîled[k]hulil cenneh. Gâle yê leyte gavmî yağlemûn.Sonra ona “haydi gir cennete!” denildi. O da dedi ki “Ne olurdu kavmim bilseydi!”27- Bimê ğaferalî rabbî vecealenî minel mukremîn.“Rabbimin beni bağışladığını ve beni kendilerine ikram edilen kullarından kıldığını.”28- Vemê enzelnê alê gavmihî mim-bağdihî min cundim-mines-semêi vemê künnê munzilîn. Biz arkasından kavminin üzerine bir ordu indirmedik, indirecek de İn kênet illê sayhatev-vêhideten feizêhum [k]hâmidûn. Sadece bir gürültü oldu, onlar da hemen Yê hasraten alel ibêd. Mê ye’tîkum mir-rasûlin illê kênû bihî yestehziûn. Yazıklar olsun o kullara ki, kendilerine glen her bir peygamberle mutlaka alay Elem yerav kem ehleknê gablehum minel gurûni ennehum ileyhim lê yerciûn. Görmediler mi ki, kendilerinden önce nice kuşakları helak etmişiz. Onlar artık kendilerine dönüp Ve in küllül-lemmê cemîul-ledeynê muhdarûn. Onların hepsi toplanıp, sadece bizim huzurumuza Ve êyetül-lehümül erdul meyteh. Ehyaynêhê ve ek[h]racnê minhê habben feminhu ye’kulûn. Hem bir delildir onlara ölü toprak. Biz ona hayat verdik ve ondan taneler çıkardık da ondan yiyip Vecealnê fîhê cennêtim-min na[k]hîliv-ve ağnêbiv-ve feccernê fîhê minel uyûn. Biz orada hurmalıklardan, üzüm bağlarından bahçeler yaptık. İçlerinde pınarlardan sular Liye’kulû min semerihî vemê amilethu eydîhim. Efelê yeşkurûn. Bunu, Onun ürününden ve kendi elleriyle yaptıklarından yesinler diye yaptık. Hâlâ şükretmeyecekler mi?36- Subhânellezî [k]halegal ezvêce küllehê mimmê tünbitül erdu ve min enfusihim ve mimmê lê yağlemûn. Yerin bitkilerinden, kendi nefislerinden ve daha bilemeyecekleri şeylerden bütün çiftleri yaratan Allah’ın şanı ne Ve êyêtül-lehumul-leyl. Nesla[k]hu minhun-nehêra feizêhüm muzlimûn. Gece de onlara bir delildir. Biz ondan gündüzü soyar çıkarırız, bir de bakarlar ki karanlığa Veşşemsu tecrî limustegarril-lehê. Zêlike tagdîrul azîzil alîm. Güneş de bir delildir ki kendi yolunda akıp gidiyor. İşte bu çok güçlü ve her şeyi bilen Allah’ın Vel gamera gaddernêhu menê zile hattê âde kel urcûnil gadîm. Ay’a gelince, ona menziller tayin ettik. Nihayet o eski hurma salkımının çöpü gibi yay haline dönmüştür. 40- Leşşemsu yembeğî lehê en tudrikel gamera velelleylu sêbigun-nehêr. Ve küllün fî felekiy-yesbahûn. Ne güneşin aya çatması yaraşır, ne de gece gündüzü geçebilir; onların her biri kendi yörüngesinde Veêyetül-lehüm ennê hamelnê zürriyyetehum fil fulkil meşhûn. Onlar için bir delil de bizim, onların neslini dolu bir gemide Ve [k]halagnê lehum mim-mislihî mê yerkebûn. Yine kendileri için onun gibi binecek şeyler Vein neşe’ nuğrighum felê sarî[k]ha lehum velêhum yungazûn. Eğer dilesek onları boğarız da o zaman ne onların feryadına yetişen bulunur, ne de onlar İllê rahmetem-minnê ve metêan ilêhîn. Ancak tarafımızdan bir rahmet ve bir zamana kadar yaşatmak Ve izê gîlelehümüt-tegû mê beyne eydîküm vemê [k]halfeküm leallekum turhamûn. Durum böyle iken onlara “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden korkun ki size rahmet edilsin” denildiği zaman,46- Vemê te’tîhim-min êyetim-min êyêti rabbihim illê kênû anhê muğridîn. Ve kendilerine Rablerinin âyetlerinden herhangi bir âyet geldiği zaman mutlaka ondan yüz Ve izê gîlelehum enfigû mimmê razegakumullâhu gâlellezîne keferû lillezîne êmenû enut imu mel-lev yeşêullâhu et ameh. İn entüm illê fî dalêlim-mubîn. Onlara “Allah’ın size rızık olarak verdiği şeylerden hayra harcayın” dendiği zaman, o kâfirler, müminler için “Allah’ın dileyince doyurabileceği kimseyi biz mi doyuracağız? Siz apaçık bir sapıklık içinde değil de nesiniz?” Ve yegûlûne metê hêzel vağdu in küntüm sâdigîn. Yine onlar “Eğer doğru söylüyorsanız bu kıyamet vaadi ne zaman?” Mê yenzurûne illê sayhatev-vêhideten te'[k]huzûhum vehum ye[k]hissimûn. Onlar sadece bir tek çığlığa bakıyorlar, bir çığlık ki, onlar çekişip dururken kendilerini Felê yestetîûne tavsiyetev-ve lê ilê ehlihim yerciûn. O zaman bir vasiyette bile bulunamazlar. Ailelerine de Venufi[k]ha fissûri feizê hüm minel ecdêsi ilê rabbihim yensilûn. Sûr’a üfürülmüştür, bir de ne baksınlar kabirlerinden Rablerine doğru akın Gâlû yê veylenê mem-beasenê mim-mergadînê. Hêzê mê veader-rahmênuve sadegal “Eyvah başımıza gelenlere! Mezarımızdan bizi kim kaldırdı? O Rahmân’ın vaad buyurduğu işte bu imiş. Gönderilen peygamberler de doğru söylemişler” İn kênet illê sayhatev-vêhideten feizê hum cemîul-ledeynê muhdarûn. Başka değil, sadece bir tek çığlık olmuş, derhal hepsi toplanmış huzurumuza Felyevme lê tuzlemu nefsun şey en velê tuczevne illê mê küntüm tağmelûn. Artık bugün hiç kimseye zerre kadar zulmedilmez. Ancak yaptıklarınızın cezasını İnne eshâbel cennetil yevme fî şuğulin fêkihûn. Gerçekten cennetlik olanlar bugün bir meşguliyet içinde zevk Vehum ezvêcuhum fî zilâlin alêl erâiki muttekiûn. Kendileri ve eşleri, gölgelerde koltuklar üzerine Lehum fîhê fêkifetuv-velehum mê yeddeûn., Onlara orada bir meyve vardır. İsteyecekleri her şey Selâmun gavlem-mir-rabbir-rahîm. Onlara Rahîm olan Rab’den “selâm” sözü Vemtêzûl yevme eyyühel mucrimûn. Ey günahkârlar! Bugün siz bir tarafa Elem ağhed ileykum yê benî êdeme el-lê tağbuduş-şeytân. İnnehû leküm aduvvum-mubîn. “Ey Âdemoğulları! Şeytana tapmayın, o size apaçık bir düşmandır.”61- Ve eniğbudûnî. Hêzê sırâtum-mustagîm. “Ve bana kulluk edin, doğru yol budur, diye size and vermedim mi?” buyurulacak62- Velegad edalle minküm cibillen kesîrâ. Efelem tekûnu tağgilûn. Böyle iken o sizden birçok nesilleri yoldan çıkardı. Ya o zaman düşünmüyor muydunuz?63- Hêzihî cehennemulletî küntüm tûadûn. İşte bu size vaad edilen İslev hel yevme bimê küntüm tekfurûn. Bugün yaslanın ona bakalım inkâr ettiğiniz Elyevme na[k]hyimu alê efvêhihim ve tukellimunê eydîhim ve teşhedû erculuhum bimê kênû yeksibûn. Bugün biz onların ağızlarını mühürleriz de neler kazandıklarını bize elleri söyler, ayakları da şahitlik Velev neşêu letamesnê alê ağyunihim festebegus-sırâta feennê yubsirûn. Hem dileseydik gözlerini üzerinden silme kör ediverirdik de yola dökülürlerdi. Fakat nereden görecekler?67- Velev neşêu lemasehnêhum alê mekênetihim femestetâû mudiyyev-velê dileseydik oldukları yerde kılıklarını değiştirirdik de ne ileri gidebilirlerdi, ne de geri Vemen nuammirhu nunekkishu fil [k]halg. Efelê yağgilûn. Bununla beraber kimin ömrünü uzatıyorsak, yaratılışta onu güç ve kuvvetini alarak tersine çeviriyoruz. Hâlâ akıllanmayacaklar mı?69- Vemê allemnêhuş-şiğra vemê yembeğî leh. İn hüve illê zikruv-ve gur’ênum-mubîn. Biz ona şiir öğretmedik. Bu ona yaraşmaz da… O sadece bir öğüt ve apaçık bir Kur’ân’ Liyunzira men kêne hayyev-veyehiggal gavlu alel kêfirîn. Bu, diri olanları uyarmak ve kâfirlere de azab sözünün hak olması Evelem yerav ennê [k]halagnê lehum mimmê amilet eydînê en âmen fehum lehê mêlikûn. Şunu da görmediler mi Biz onlar için kudretimizin meydana getirdiklerinden birtakım hayvanlar yaratmışız da onlara sahip Ve zellelnêhê lehum feminhê rakûbuhum ve minhê ye’kulûn. Onları, kendilerinin hizmetine vermişiz de, hem onlardan binekleri var, hem de onlardan Velehum fîhê menêfiu ve meşârib. Efelê yeşkurûn. Onlarda daha birçok menfaatleri ve türlü içecekleri de var. Hâlâ şükretmeyecekler mi?74- Vette[k]hazû min dûnillêhi êlihetel-leallehum yunsarûn. Onlar, Allah’tan başka birtakım ilâhlar edindiler. Güya yardım Lê yestetîûne nasrahum vehum lehum cundum-muhdarûn. Onların, onlara yardıma güçleri yetmez. Kendileri ise onlar için bazı Felê yehzunke gavluhum. İnnê nağlemu mê yusirrûne vemê yuğlinûn. O halde onların sözleri seni üzmesin. Biz onların içlerini de biliriz, dışlarını Evelem yeral insênu ennê [k]halagnêhu min nutfetin feizê hüve [k] kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de, şimdi apaçık bir hasım kesildi?78- Ve darabe lenê meselev-venesiye [k]halgah. Gêle mey-yuhyil izâme vehiye ramîm. Yaratılışını unutarak bize bir de mesel fırlattı “Kim diriltecekmiş o çürümüş kemikleri?” Gul yuhyîhellezî enşeehê evvele merrah. Ve hüve bikülli [k]halgin alîm. De ki “Onları ilk defa yaratan diriltecek ve o her yaratmayı bilir.”80- Ellezî ceale lekum mineş-şeceril e[k]hdari nêran feizê entüm minhu tûgidûn. Size o yeşil ağaçtan bir ateş yapan O’dur. Şimdi siz ondan Eveleysellezî [k]halagas-semêvêti vel arda bigâdirin alê en-ye[k]hluga mislehum. Bele ve hüvel [k]hallâhul alîm. Gökleri ve yeri yaratan, onlar gibisini yaratmaya kâdir değil midir? Elbette kâdirdir. Çünkü o her şeyi yaratandır, her şeyi İnnemê emruhû izê erâde şey en ey-yegûle lehû kün emri, bir şeyi dileyince ona sadece “Ol!” demektir. O da hemen Fesubhânellezî biyedihî melekûtu külli şey’iv-ve ileyhi turceûn. O halde her şeyin mülkü ve tasarrufu hükümranlığı elinde bulunan Allah’ın şanı ne yücedir. Siz de yalnız O’na KonularYasin Suresi Hakkında Hadis-i ŞeriflerKur’ân-ı Kerim Nüzul İniş Sırasına göre SurelerKuran-ı Kerim Tüm Sureler ListesiCevşen DuasıAyet‑el KürsiSekine DuasıVakia SuresiBakara SuresiFetih SuresiMübin Duası
Kur'an-ı Kerim'in 36. suresi olan Yasin Suresi, Mekke döneminde inmiştir. İniş sırasına göre 41. suredir ve 83 ayetten oluşur. Yasin suresi, adını ilk ayeti oluşturan “Ya-Sin” harflerinden almıştır. Yasin Suresi, halk arasında “Yasin-i Şerif” olarak da bilinir. Birçok kaynakta, Yasin Suresi duası faziletleri, anlamı ve meali ile ilgili önemli bilgiler yer alır. Yasin Suresi okunuşu bilmek önem arz eder. Yasin Suresi okunuşu sık sık yapılmalıdır; çünkü bu surenin faziletleri ve faydaları olduğuna inanılır. Ayrıca, “Kur’an-ı Kerim’in kalbi” olarak nitelendirilir. Ezberlemek ve dinlemek isteyenler için Yasin suresi anlamı meali, Arapça yazılışı ve Yasin-i Şerif Türkçe okunuşu, fazileti ile dinle seçeneği hakkında bilgiler için içeriğimizin devamına bakabilirsiniz. YASİN SURESİ ARAPÇA OKUNUŞU VE YAZILIŞI Bismillahirrahmanirrahîm Yâsîn. Vel Kur'ân-il hakîm. İnneke leminel mürselîn. Alâ sırâtın müstakîm. Tenzîlel azîzirrahîm. Litünzira kavmen mâ ünzire âbâühüm fehüm ğâfilûn. Lekad hakkaIkavIü alâ ekserihim fehüm lâ yü'minûn. İnnâ ceaInâ fî a'nâkihim agIâIen fehiye ilel ezkâni fehüm mukmehûn. Ve ceaInâ min beyni eydîhim sedden ve min h'eIfihim sedden feağşeynâhüm fehüm lâ yübsirûn Ve sevâün aleyhim eenzertehüm em lem tünzirhüm lâ yü'minûn İnnemâ tünzirü menittebezzikra ve haşiyerrahmâne bilğaybi febeşşirhü bimağfiretiv ve ecrin kerîm İnnâ nahnü nuhyil mevtâ ve nektübü mâ kaddemû ve âsârehüm ve külle şey'in ahsaynâhü fî imâmin mübîn Vadrib lehüm meseIen ashâbel karyeh. İz câehel mürselûn İz erselnâ iIeyhi müsneyni fekezzebûhümâ fe azzeznâ bisâIisin fekâIû innâ iIeyküm mürselûn Kâlû mâ entüm illâ beşerün mislünâ vemâ enzeIerrahmânü min şey'in in entüm illâ tekzibûn Kâlû rabbünâ ya'lemü innâ iIeyküm lemürselûn Vemâ aIeynâ illel belâgul mübîn KâIû innâ tetayyernâ biküm Iein Iem tentehû Ie nercümenneküm veIe yemessenneküm minnâ azâbün eIîm KâIû tâirüküm meaküm ein zûkkirtum beI entüm kavmün müsrifûn Vecâe min aksaImedineti racüIün yes'â kâIe yâ kavmittebiuI mürseIîn İttebiû men Iâ yeseIüküm ecran ve hüm muhtedûn Vemâ Iiye Iâ a'büdüIIezî fetarenî ve iIeyhi türceûn Eettehizü min dûnihî âIiheten in yüridnirrahmânü bi-durrin Iâ tuğni annî şefâatühüm şey'en veIâ yünkizûn İnnî izen Iefî daIâIin mübîn İnnî âmentü birabbiküm fesmeûn KîIedhuIiI cenneh, kâIe yâIeyte kavmî yâ'Iemûn Bimâ gafereIî rabbî ve ceaIenî mineI mükremîn Vemâ enzeInâ aIâ kavmihî min badihî min cündin minessemâi vemâ künnâ münziIîn İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâhüm hâmidûn Yâ hasreten aIeI ibâdi mâ ye'tîhim min resûIin iIIâ kânûbihî yestehziûn EIem yerev kem ehIeknâ kabIehüm mineI kurûni ennehüm iIeyhim Iâ yerciûn Ve in küIIün Iemmâ cemî'un Iedeynâ muhdarûn Ve âyetün IehümüI arduI meytetü ahyeynâhâ ve ahrecnâ minhâ habben fe minhü ye'küIûn Ve ceaInâ fîhâ cennâtin min nahîIiv ve a'nâb ve feccernâ fîha mineI uyûn Liye'küIû min semerihî vemâ amiIethü eydîhim efeIâ yeşkürûn SübhâneIIezî haIekaI ezvâce küIIehâ mimmâ tünbitüI ardu ve min enfüsihim ve mimmâ Iâ ya'Iemûn Ve âyetün IehümüIIeyü nesIehu minhünnehâre fe izâhüm muzIimûn Veşşemsü tecrî Iimüstekarrin Iehâ zâIike takdîruI azîziI aIîm VeIkamere kaddernâhü menâziIe hattâ âdekeI urcûniI kadîm Leşşemsû yenbegî Iehâ en tüdrikeI kamere veIeIIeyIü sâbikunnehâr ve küIIün fî feIekin yesbehûn Ve âyetüI Iehüm ennâ hameInâ zürriyyetehüm fiI füIkiI meşhûn Ve haIâknâ Iehüm min misIihî mâ yarkebûn Ve in neşe' nugrıkhüm feIâ sarîha Iehüm veIâhüm yünkazûn İllâ rahmeten minnâ ve metâan iIâ hîn Ve izâ kîIe Iehümüttekû mâ beyne eydîküm vemâ haIfeküm IeaIIeküm türhamûn Vemâ te'tîhim min âyetin min âyâti rabbihim iIIâ kânû anhâ mu'ridîn Ve izâ kîIe Iehüm enfikû mim mâ rezakakümüIIâhü, kâIeIIezîne keferû, IiIIezîne âmenû enut'ımü menIev yeşâuIIâhü et'ameh, in entüm iIIâ fî daIâIin mübîn Ve yekûIûne metâ hâzeI va'dü in küntüm sâdikîn Mâ yenzurûne iIIâ sayhaten vâhideten te'huzühüm vehüm yehissimûn FeIâ yestetîûne tavsıyeten veIâ iIâ ehIihim yerciûn Ve nüfiha fîssûri feizâhüm mineI ecdâsi iIâ rabbihim yensiIûn KâIû yâ veyIenâ men beasena min merkadina hâzâ mâ veaderrahmânü ve sadekaI mürseIûn İn kânet iIIâ sayhaten vâhideten feizâ hüm cemî'un Iedeynâ muhdarûn Felyevme lâ tuzlemu nefsun şey'en velâ tuczevne illâ mâ kuntum ta'melûne İnne ashâbeI cennetiI yevme fîşüğuIin fâkihûn Hüm ve ezvâcühüm fî zıIâIin aIeI erâiki müttekiûn Lehüm fîhâ fâkihetün ve Iehüm mâ yeddeûn SeIâmün kavIen min rabbin rahîm VemtâzüI yevme eyyüheI mücrimûn EIem a'hed iIeyküm yâ benî âdeme en Iâ tâ'buduşşeytân innehû Ieküm adüvvün mübîn Ve enî'budûnî, hâzâ sırâtun müstekîm Ve Iekad edaIIe minküm cibiIIen kesîran efeIem tekûnû ta'kıIûn Hâzihî cehennemüIIetî küntüm tûadûn lsIevheI yevme bimâ küntüm tekfürûn EIyevme nahtimü aIâ efvâhihim ve tükeIIimünâ eydîhim ve teşhedü ercüIühüm bimâ kânû yeksibûn VeIev neşâü Ietamesnâ aIâ a'yunihim festebekus sırâta fe ennâ yübsirûn VeIev neşâü Iemesahnâhüm aIâ mekânetihim femestetâû mudıyyev veIâ yerciûn Ve men nüammirhü nünekkishü fiIhaIkı, efeIâ ya'kiIûn Ve mâ aIIemnâhüşşi'ra vemâ yenbegî Ieh in hüve iIIâ zikrün ve kur'ânün mübîn Liyünzira men kâne hayyen ve yehıkkaI kavIü aIeI kâfirîn EveIem yerav ennâ haIaknâ Iehüm mimmâ amiIet eydîna en âmen fehüm Iehâ mâIikûn Ve zeIIeInâhâ Iehüm feminhâ rekûbühüm ve minhâ ye'küIûn Ve Iehüm fîhâ menâfiu ve meşâribü efeIâ yeşkürûn Vettehazû min dûniIIâhi âIiheten IeaIIehüm yünsarûn Lâ yestetîûne nasrahüm ve hüm Iehüm cündün muhdarûn FeIâ yahzünke kavIühüm. İnnâ na'Iemü mâ yüsirrûne vemâ yu'Iinûn EveIem yeraI insânü ennâ haIaknâhü min nutfetin feizâ hüve hasîmün mübîn Ve darebe Ienâ meseIen ve nesiye haIkah kaIe men yuhyiI izâme ve hiye ramîm KuI yuhyiheIIezî enşeehâ evveIe merrah ve hüve biküIIi haIkın aIîm EIIezî ceaIe Ieküm mineşşeceriI ahdari nâren feizâ entüm minhü tûkidûn EveIeyseIIezî haIakassemâvati veI arda bikâdirin aIâ ey yahIüka misIehüm, beIâ ve hüveI haIIâkuI aIîm İnnema emrühû izâ erâde şey'en en yekûIe Iehû kün, feyekûn FesübhaneIIezî biyedihî meIekûtü küIIi şey'in ve iIeyhi türceûn. YASİN SURESİ DİNLE YASİN SURESİ TÜRKÇE ANLAMI Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla Yâ, Sîn. Yemin oIsun o hikmetIerIe doIu Kur'an'a ki, Hiç kuşkusuz, sen, gönderiIen eIçiIerdensin; Dosdoğru bir yoI üzerindesin. Azîz ve Rahîm'in indirdiği üzeresin. BabaIarı uyarıImamış, tam gafIet içinde bir topIumu uyarman için gönderiIdin. Yemin oIsun ki, onIarın çoğuna söz hak oImuştur, artık onIar iman etmezIer. Biz onIarın boyunIarına bukağıIar geçirdik. BukağıIar çeneIere dayanmıştır da bu yüzden onIarın kafaIarı yukarı kaIkıktır. ÖnIerine bir set, arkaIarına da başka bir set çektik. BöyIece onIarı kuşatıp sardık; artık onIar görmezIer. Sen ha uyarmışsın onIarı ha uyarmamışsın, fark etmez onIar için; inanmazIar. Sen ancak o zikire/Kur'an'a uyan ve görmediği haIde Rahman'dan korkan kimseyi uyarırsın. BöyIesini, bir bağışIanma ve seçkin bir ödüIIe müjdeIe! Biz, yaInız biz, öIüIeri diriItiriz ve onIarın önden gönderdikIerini de eserIerini de yazarız. Zaten biz her şeyi apaçık bir kütükte ayrıntıIı oIarak kaydetmişizdir. OnIara o kent haIkını örnek ver. Hani, eIçiIer geImişti oraya. Hani, biz onIara iki kişi göndermiştik, onIarı yaIanIamışIardı. Bunun üzerine biz, üçüncü bir kişiyIe destek vermiştik. ŞöyIe demişIerdi “Biz, size gönderiIen eIçiIeriz!" Kent haIkı dedi ki “Siz, bizim gibi birer insandan başka şey değiIsiniz. Rahman hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yaIan söyIüyorsunuz." DediIer “Rabbimiz biIiyor ki, biz size gönderiImiş eIçiIeriz." “Bize düşen, açık bir tebIiğden başka şey değiIdir." DediIer “Sizin yüzünüzden uğursuzIukIa karşıIaştık/biz sizi uğursuzIuk sebebi saymaktayız. Eğer bu işe son vermezseniz, sizi mutIaka taşIayacağız. Ve bizden size acıkIı bir azap kesinIikIe dokunacaktır." DediIer “UğursuzIuk kuşunuz sizinIe beraberdir. Size öğüt veriIdi diye mi bütün bunIar? Hayır, siz savurganIığa, aşırıIığa sapmış bir topIuIuksunuz." Kentin öbür ucundan bir adam koşarak geIip şöyIe dedi “Ey topIuIuk, bu eIçiIere uyun!" “Sizden herhangi bir ücret istemeyeIere uyun. OnIardır doğruyu ve güzeIi buIanIar." “Beni yaratana ne diye kuIIuk etmeyecek mişim ben? Ve sizIer de O'na döndürüIeceksiniz." “O'ndan başka tanrıIar mı edineyim ben? Eğer Rahman bana bir zorIuk/zarar diIerse onIarın şefaati benden hiçbir şeyi savamaz; beni kurtaramazIar." “Bu durumda ben eIbette ki açık bir sapıkIığın içine düşerim." “Ben, sizin Rabbinize iman ettim, artık dinIeyin beni!" “Gir cennete!" deniIdi. Dedi “Kavmim bir biIebiIseydi? Ki Rabbim beni affetti; beni, ikram ediIenIerden kıIdı." Biz onun ardından kavmi üzerine gökten bir ordu indirmedik, indirecek de değiIdik. OIan, sadece korkunç titreşimIi bir sesti. Ve bir anda sönüverdiIer. Yazık şu kuIIara! KendiIerine geIen her resuIIe mutIaka aIay ederIerdi. GörmediIer mi, kendiIerinden önce nice nesiIIeri heIâk ettik. OnIar artık bir daha bunIara dönmeyecekIer. Ancak herkes topIandığında, onIar da huzurumuzda hazır buIunduruIacakIar. ÖIü toprak onIar için bir mucizedir. Onu diriIttik, ondan dâne çıkardık; bak işte ondan yiyorIar. Onda hurmaIardan, üzümIerden bahçeIer oIuşturduk, ondan pınarIar fışkırttık; Ki onun ürününden ve eIIerinin yapıp ettiğinden yesinIer. HâIâ şükretmiyorIar mı? Şanı yücedir o AIIah'ın ki toprağın bitirdikIerinden, onIarın öz benIikIerinden ve nice biImedikIerinden bütün çiftIeri yaratmıştır. Gece de onIar için bir mucizedir. Gündüzü ondan soyup aIırız da onIar karanIığa gömüIüverirIer. Güneş, kendine özgü bir durak noktasına/bir durma zamanına doğru akıp gidiyor. Azîz, AIîm oIanın takdiridir bu. Ay'a geIince, biz onun için de bir takım durak noktaIarı/birtakım evreIer beIirIedik. Nihayet o, eski hurma sapının eğriImişi gibi geri döner. Güneş'in Ay'a uIaşıp çatması gerekmiyor. Gecenin de gündüzü geçmesi gerekmez. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. ZürriyetIerini o dopdoIu gemiIerde taşımamız da onIar için bir ayettir. OnIar için gemiIere benzer, binecekIeri başka şeyIer de yarattık. Eğer diIersek onIarı boğarız. Bu durumda ne kendiIeri için feryat eden oIur ne de kurtarıIırIar. Ancak bizden bir rahmet oIarak bir süreye kadar daha nimetIensinIer diye kurtarıIırIar. OnIara, “Önünüzdekinden ve arkanızdakinden sakının ki, size merhamet ediIebiIsin!" deniIdiğinde, hiç aIdırmazIar. Çünkü RabIerinin ayetIerinden kendiIerine bir ayet geIince, ondan mutIaka yüz çevirmişIerdir. OnIara, “AIIah'ın size Iütfettiği rızıkIardan dağıtın!" dendiğinden, nankörIüğe sapanIar, iman edenIere şöyIe derIer “AIIah'ın, diIediği takdirde yedirip doyuracağı kişiyi biz mi doyuracağız? Siz açık bir sapıkIık içindesiniz, hepsi bu." Bir de şöyIe derIer “Eğer doğru sözIüIer iseniz, bu tehdit ne zaman?" Sadece korkunç titreşimIi bir sesi bekIiyorIar. OnIar çekişip dururIarken, o ses kendiIerini enseIeyecektir. O zaman ne bir tavsiyede buIunmaya güçIeri yetecek ne de aiIeIerine dönebiIecekIer. Sûra üfürüImüştür! Bak, işte kabirIerden, RabIerine doğru akın akın gidiyorIar. ŞöyIe diyecekIer “Vay başımıza geIene! Kim kaIdırdı bizi mezarımızdan? Rahman'ın vaat ettiği işte bu! PeygamberIer doğru söyIemişIer." Topu topu korkunç titreşimIi bir tek ses. Ve bakmışsın, hepsi birden huzurumuzda divan durmaktadır. O gün hiçbir canIıya, hiçbir şekiIde haksızIık ediImez. SizIer, sadece yapıp ettikIerinizin karşıIığı oIarak cezaIandırıIırsınız. 3 gün cennet haIkı bir uğraş içinde eğIenip ferahIamaktadır. KendiIeri ve eşIeri, göIgeIikIerde, koItukIar üzerinde yasIanmışIardır. Orada kendiIeri için meyveIer var. İstedikIeri her şey kendiIerinin oIacak. Rahîm Rab'den bir de sözIü seIam! Ey günahkârIar! Bugün şöyIe ayrıIın! Ey âdemoğuIIarı! Ben size, “Şeytana kuIIuk etmeyin, o sizin için açık bir düşmandır!" demedim mi? “Bana ibadet edin, dosdoğru yoI budur!" demedim mi? Yemin oIsun, şeytan, içinizden birçok nesIi saptırmıştı. AkIınızı hiç işIetmiyor muydunuz? AIın size, tehdit ediIdiğiniz cehennem! İnkâr edip durmanız yüzünden daIın oraya bugün! O gün, ağızIarını mühürIeyeceğiz. Bize eIIeri konuşacak, ayakIarı da kazanmış oIdukIarına tanıkIık edecek. DiIesek, gözIerini siIer, onIarı eIbette kör ederiz. O zaman yoIa koyuImak isterIer ama nasıI görecekIer? DiIesek, onIarı oIdukIarı yerde hayvana çeviririz. O zaman ne iIeri gitmeye güçIeri yeter ne de geri dönebiIirIer. Kimi uzun ömürIü kıIarsak, onu yaratıIışta gerisin geri çeviririz. HâIâ akıIIarını işIetmiyorIar mı? Biz o peygambere şiir öğretmedik. Şiir ona yaraşmaz/Iayık oIamaz da. Ona vahyediIen, bir öğütten ve apaçık bir Kur'an'dan başka şey değiIdir; Diri oIanı uyarsın ve inkârcıIar üzerine söz hak oIsun diye indiriImiştir. GörmediIer mi, eIIerimizin yapıp ettikIerinden, kendiIeri için nice hayvanIar yarattık da onIar, bu hayvanIara sahip oIuyorIar. O hayvanIarı bunIara boyun eğdirdik. OnIardan binekIeri vardır ve onIardan bir kısmını da yiyorIar. O hayvanIarda bunIar için birçok yararIar var, içecekIer var. HâIâ şükretmiyorIar mı? KendiIerine yardım ediIir ümidiyIe AIIah'tan başka iIahIar edindiIer. Oysaki, o iIahIar bunIara yardım edemezIer. Tam aksine, bunIar, o iIahIara hizmet eden orduIar durumundadır. Artık onIarın sözü seni üzmesin! Biz onIarın sır oIarak tuttukIarını da açıkIadıkIarını da biIiyoruz. Görmedi mi insan, kendisini bir spermden yarattığımızı! Bir de bize açık bir hasım kesiImiştir o. Kendi yaratıIışını unutmuş da bize örnek veriyor. Ve bir de şöyIe diyor “Şu çürümüş kemikIere kim hayat verecek?" De ki “OnIara hayatı verecek oIan, onIarı iIk kez yaratandır. O, bütün yaratıImışIarı/her türIü yaratmayı çok iyi biImektedir." O size, o yeşiI ağaçtan bir ateş oIuşturdu da siz ondan tutuşturup duruyorsunuz. GökIeri ve yeri yaratan, onIarın benzerini yaratmaya güç yetiremez mi? EIbette güç yetirir. Her şeyi biIen AIîm, sürekIi yaratan HaIIâk O'dur. O bir şeyi istediğinde, buyruğu sadece şunu söyIemektir “OI!" Artık o, oIuverir. Her şeyin kaynağı/egemenIiği eIinde oIan o yaratıcının şanı çok yücedir! Sonunda O'na döndürüIeceksiniz. YASİN SURESİ KONUSU Hz. Muhammed aleyhisselâmın hak peygamber olduğu ona indirilen Kur’an deliliyle desteklenerek açıklanır; başka peygamberlerin tevhid mücadelelerinden bir kesit verilerek bu uğurda büyük sıkıntılara katlanan Resûl-i Ekrem ve ona tâbi olanlar teselli edilir. Allah Teâlâ’nın birlik ve kudret delillerine ve evrendeki yaratılış sırlarına dikkat çekilerek öldükten sonra dirilme gerçeği ve bunun sonuçları üzerinde durulur. Râzî’nin belirttiği üzere bu sûrenin, İslâm inançlarının üç temel umdesinin Allah’ın birliği, peygamberlik ve âhiret en güçlü delillerle işlenmesine hasredildiği söylenebilir. Şöyle ki 3. âyette –devamındaki delillerle teyit edilerek– peygamberlik müessesesi üzerinde durulmuş; müteakip âyetlerde Allah’ın birliği ve eşsiz gücü, öldükten sonra dirilmenin ve ilâhî huzurda yargılanmanın kaçınılmazlığı ortaya konmuş, son âyette de yine bu iki nokta vahdâniyet ve haşir özetlenmiştir. Kur’an’dan bu ölçüde de olsa nasibini alan kimse artık kalbinin payı olan imanı elde etmiş demektir ki bunun tezahürleri de diline ve davranışlarına yansıyacaktır XXVI, 113. YASİN SURESİ ANLAMI DİYANET MEALİ Yâsîn sûresinde İslâm akaidinin üç esasını teşkil eden tevhid, nübüvvet ve âhiret konuları tabiatın mükemmel kuruluşu ve işleyişinden deliller getirilerek anlatılır; bu arada iman-küfür mücadelesi çerçevesinde geçmiş kavimlerden ibret verici örnekler zikredilir. Dört bölüm halinde incelenmesi mümkün olan sûrenin birinci bölümünde ana konu Hz. Peygamber’in nübüvvetinin ispatı ve Kur’an’ın vahiy ürünü oluşudur. Sûrenin ilk âyetini teşkil eden “yâsîn” büyük bir ihtimalle Hz. Muhammed’e bir hitaptır Âlûsî, XXII, 525; krş. Taberî, XXII, 178. Ardından Kur’an’a yemin edilerek Muhammed’in Allah’a ulaştıran yol sırât-ı müstakîm üzerinde bulunan peygamberlerden olduğu, Kur’an’ın da gafletten bir türlü kurtulamayan kitleleri uyarmak amacıyla Allah tarafından indirildiği ifade edilir. Ancak gönüllerini ilâhî gerçeklere açmayan, Cenâb-ı Hakk’ı anıp kalpleri ürpermeyen ve iradelerini hak dine yönlendirmeyen insanların bütün uyarılara rağmen iman etmeyecekleri bildirilir; mükelleflerin işledikleri fiillerin her şeyi içeren bir kütükte kaydedildiği belirtilir âyet 1-12. Sûrenin ikinci bölümü kendilerine Hak dinin tebliğcilerinin gönderildiği bir yerleşim yeri halkının ashâbü’l-karye kıssası hakkındadır. Bu yerleşim yerine önce iki tebliğci gelmiş, ardından bunları destekleyen üçüncüsü gönderilmiştir. Ancak şehir halkı elçilere yalancı demiş, kendilerine uğursuzluk getirdiklerini ileri sürmüş, tebliğden vazgeçmedikleri takdirde işkenceyle öldürüleceklerini söylemiştir. O sırada şehrin uzak yerlerinden gelen bir kişi halkı iman etmeye teşvik ederken kendisi de iman etmiş, fakat inkârcılar tarafından öldürülmüş, nihayet o yerleşim yerinin halkı korkunç bir sesle helâk edilmiştir âyet 13-32. Müfessirler söz konusu şehrin Antakya, elçilerin havâriler, halkın Romalılar, uzaktan gelen kişinin de Habîb en-Neccâr olabileceğini kaydetmişse de gerek Hıristiyanlığın yayılışı gerekse Antakya’nın tarihi bakımından bu açıklamalar isabetli görülmemiştir bk. ASHÂBÜ’l-KARYE; HABÎB en-NECCÂR. Kur’an’da mevcut kıssaların çoğunda olduğu gibi yerleri ve hitap edilen insanları bilinmeyen bu kıssadan da amaç tarihî bilgi vermek değil kıssadan hisse alınmasını sağlamaktır... Sûrenin üçüncü bölümünde insanların hayatlarını sürdürdükleri yeryüzünün besleyici özelliğine, gece ile gündüz, güneşle ay arasındaki düzen ve âhenge, yeryüzündeki çiçek, bitki vb. şeyler, ayrıca insanlar ve insanların henüz vâkıf olamadığı nice canlı arasındaki tozlaşma ve döllenmeye, gemilerin denizde batmadan seyretmesine temas edilerek Allah’ın birliği ve yüceliğine dikkat çekilir; bütün bu delil ve işaretlere rağmen inkârcıların dinî gerçeklerden yüz çevirdikleri ifade edilir âyet 33-47. Yâsîn sûresinin dördüncü bölümü âhiretin varlığı ve âhiret âleminin tasvirine dairdir. Burada kıyametin ansızın kopacağı bildirildikten sonra vukuu hakkında kısaca bilgi verilir. Ardından cennetin tasvirine, cehennemliklerin bedbahtlığına değinilir; onların dünyada iddia ettikleri gibi Kur’an’ın bir şair sözü değil vahiy ürünü olduğu zikredilir. Dünya hayatında insan türüne verilen nimetlerin bir kısmı sayılır; buna rağmen inkârcıların kendilerine hiçbir fayda sağlamayan putlara taptıkları belirtilir. Sûrenin son âyetlerinde, görünürde spermden meydana gelen insanın dünyaya geliş şeklini göz ardı ederek, “Çürümüş kemikleri kim diriltecek?” diye soran inkârcıya, “İlk defa yaratmış olan diriltecek” şeklinde cevap verilir; bu kanıt, “Sizin için yeşil ağaçtan ateş çıkaran krş. Mâtürîdî, XII, 114; Elmalılı, V, 4042, bütün tabiatı yaratan Allah ölülerin benzerini yaratmaya kādir değil mi?” ifadesiyle desteklenir. Sûre İslâm’ın tevhid ve âhiret inancına bir defa daha vurgu yapan âyetlerle sona erer âyet 48-83. YASİN SURESİ FAZİLETİ Hadis kaynaklarında Hz. Peygamber’den Yâsîn sûresinin faziletine dair nakledilmiş sözler yer alır. Bunlardan biri şöyledir “Her şeyin bir kalbi vardır; Kur’an’ın kalbi de Yâsîn’dir” Tirmizî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 7; Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 21; krş. Müsned, V, 26. Diğer bazı rivayetler için bk. Şevkânî, IV, 410-411. İbn Abbas’ın da –bu sûrenin son âyeti hakkında– “Yâsîn’in ve onu okumanın niçin bu kadar faziletli olduğunu bilmiyordum; meğer bu âyetten dolayı imiş” dediği nakledilir Zemahşerî, III, 294-295. Hadislerin sıhhat durumu tartışmalı olmakla beraber, öteden beri İslâm âlimleri Resûlullah’ın bu sûreye özel bir ilgi gösterdiği kanaatini taşımışlar ve müslümanlar da Kur’an tilâvetinde ona ayrı bir yer vermişlerdir. Bu sebeple Yâsîn sûresi için özel tefsirler kaleme alınmıştır Ölülere Yâsîn okunmasıyla ilgili hadiste “ölmek üzere olanlar”ın kastedildiği kanaati hâkim olmakla beraber, bunu öldükten sonra veya ölünün kabri başında okunacağı şeklinde anlayanlar da vardır, bk. Elmalılı, VI, 4004. YASİN SURESİ TEFSİRİ KUR’AN YOLU Tâhâ sûresinin ilk âyetinde olduğu gibi buradaki iki harfin mahiyeti ve anlamı hususunda da müfessirler arasında iki eğilim bulunmaktadır. Bir anlayışa göre bunlar, bazı sûrelerin başında yer alan ve ayrı ayrı okunduğu için “hurûf-ı mukattaa” diye adlandırılan harflerdendir bu konuda bilgi için bk. Bakara 2/1. Diğer eğilime göre ise “yâsîn” ayrı iki harf değil, anlamı olan bir kelimedir. Bu eğilim içinde kuvvetli bulunan görüşe göre bu kelime Arapça’nın bazı lehçelerinde “ey kişi, ey insan!” anlamına gelmektedir; burada kendisine hitap edilen kişi ise Hz. Muhammed’dir. Hatta Saîd b. Cübeyr’den, bunun Resûlullah’ın isimlerinden biri olduğu da rivayet edilmiştir İbn Atıyye, IV, 445. Bu kelimenin Allah’ın isimlerinden biri olup burada o isme yemin edildiği, söze başlama ifadesi ve Kur’an’ın isimlerinden olduğu görüşleri de vardır Taberî, XXII, 148-149. YASİN-İ ŞERİF NE ZAMAN İNMİŞTİR? Yasin Suresi ya da Yasin-i Şerif, Mekke döneminde inmiştir. Mushaftaki sıralamada otuz altıncı, iniş sırasına göre kırk birinci sûredir. Cin sûresinden sonra, Furkan sûresinden önce Mekke’de inmiştir. Yerinde açıklanacak bir sebeple 12. âyetin Medine’de indiğini ileri sürenler de olmuştur. YASİN SURESİ KAÇ AYET? Yasin Suresi, 83 ayetten oluşmaktadır. YASİN SURESİ KAÇINCI SAYFA VE CÜZDE YER ALIYOR? Yasin-i Şerif, Kur'an-ı Kerim'in 22. ve 23. cüzlerinde bulunuyor. Yasin suresi, 439. sayfadan başlayıp 444. sayfada sona eriyor. YASİN SURESİ NEYİ ANLATIYOR? Yasin Suresi, şu konuları anlatmaktadır İnsanın sorumlulukları, Vahiy, Peygamber Efendimiz'i yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına giden elçiler, Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, Şeytan, öldükten sonra dirilme, Kıyamet, hesap ve ceza konuları ele alınmaktadır. YASİN SURESİNE NEDEN BU İSİM VERİLMİŞTİR? Yasin Suresi, adını ilk ayeti olan “Ya-Sin” harflerinden almıştır. YASİN SURESİ NE ZAMAN OKUNMALIDIR? Sûrenin fazileti hakkında birçok hadis rivayet edilmiştir. Bunlardan biri, “Yâsîn sûresini geceleri okuyan kimsenin günahları bağışlanır” meâlinde olup Dârimî, “Feżâʾilü’l-Ḳurʾân”, 21; İbrâhim Ali, s. 292-295 sahih görülmüştür. Yasin suresini gece okumanın yanı sıra gündüz okumak da sünnettir. Hz. Peygamber Efendimiz, hem gece hem de gündüz okumanın ayrı sevapları olacağını müjdelemiştir. YASİN-İ ŞERİF ÖLÜLER İÇİN OKUNUR MU? Yâsîn sûresinin tefsiri konusunda çok sayıda eser kaleme alınmıştır. Bunun önemli sebeplerinden biri muhtemelen faziletine dair rivayet edilen hadisler, diğeri de ölüler üzerine okunmasının tavsiye edilmesidir. Hz. Peygamber Efendimiz bir hadisinde; “Kim babasının veya anasının veya bunlardan birisinin kabrini cuma günü ziyaret edip, Yasin suresini okursa, Allah kabir sahibini bağışlar” müjdesini vermiştir. YASİN SURESİ ABDESTSİZ OKUNUR MU? Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz. Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Yasin suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157 Keza, başörtüsü olmadan da Yasin suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olmak daha iyidir. YASİN SURESİ ADETLİYKEN OKUNUR MU? Yasin suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır. EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER DUALAR VE SURELER Ayetel Kürsi Kunut Duaları Sübhaneke Duası Nasr Suresi İnşirah Suresi İhlas Suresi Asr Suresi Felak Nas Suresi Yasin Suresi Kadir Suresi Fatiha Suresi Duha Suresi Fetih Suresi Kevser Suresi Kehf Suresi Bakara Suresi Salli Barik Duaları Tebbet Suresi Maun Suresi Fil Suresi Zilzal Suresi Kureyş Suresi Kalem Suresi Şifa Duası Rızık Duası Dilek Duası Nazar Duası
Kur'an-ı Kerim'in kalbi olarak nitelendirilen ve faziletleri oldukça fazla olan Yasin Suresi anlamı, tefsiri, fazileti, Türkçe ve Arapça okunuşu ile Diyanet Türkçe meali konusunda ihtiyaç duyacağınız tüm bilgileri bir araya getirdik. Yasin Suresi oku ve dinle sayfamızdan Yasin- Şerifi telefondan ve bilgisayardan Arapça okuma bilgisine sahip olmadan latin harfleri ile kolayca Suresi Türkçe kur'anil hakiymİnneke le minel murseliynAla sıratım müstekıymTenziylel aziyzir rahıymLi tünzira kavmem ma ünzira abaühüm fehüm ğafilunLe kad hakkal kavlü ala ekserihim fehüm la yü'minunİnna cealna fı a'nakıhim ağlalen fe hiye ilel ezkani fehüm mukmehunVe cealna mim beyni eydihim seddev ve min halfihim sedden fe ağşeynahüm fehüm la yübsırunVe sevaün aleyhim e enzertehüm em lem tünzirhüm la yü'minunİnnema tünziru menittebeaz zikra ve haşiyer rahmane bil ğayb fe beşşirhü bi mağfirativ ve ecrin kerımİnna nahnü nuhyil mevta ve nektübü ma kaddemu ve asarahüm ve külle şey'in ahsaynahü fı imamim mübiynVadrib lehüm meselen ashabel karyeh iz caehel murselunİz erselna ileyhimüsneyni fe kezzebuhüma fe azzezna bi salisin fe kalu inna ileyküm murselunKalu ma entüm illa beşerum mislüna ve ma enzeler rahmanü min şey'in in entüm illa tekzibunKalu rabbüna ya'lemü inna ileyküm le murselunVe ma aleyna illel belağul mübınKalu inna tetayyarna biküm leil lem tentehu le nercümenneküm ve le yemessenneküm minna azabün eliymKalu tairuküm meaküm ein zükkirtüm bel entüm kavmüm müsrifunVe cae min aksal medıneti racülüy yes'a kale ya kavmittebiul murseliynİttebiu mel la yes'elüküm ecrav vehüm mühtedunVe ma liye la a'büdüllezı fetaranı ve ileyhi türceunE ettehızü min dunihı aliheten iy yüridnir rahmanü bi durril la tuğni annı şefaatühüm şey'ev ve la yünkızunİnnı izel le fı dalalim mübınİnnı amentü bi rabbiküm fesmeunKıyledhulil cenneh kale ya leyte kavmı ya'lemunBima ğafera lı rabbı ve cealenı minel mükramiynVe ma enzelna ala kavmihı mim ba'dihı min cündim mines semai ve ma künna münziliynİn kanet illa sayhatev vahıdeten fe iza hüm hamidunYa hasraten alel ıbad ma yetiyhim mir rasulin illa kanu bihı yestehziunElem yerav kem ehlekna kablehüm minel kuruni ennehüm ileyhim la yarciunVe in küllül lemma cemiy'ul ledeyna muhdarunVe ayetül lehümül erdul meyteh ahyeynaha ve ahracna minha habben feminhü ye'külunVe cealna fiyha cennatim min nahıyliv ve a'nabiv ve feccerna fiyha minel uyunLi ye'külu min semerihı ve ma amilethü eydiyhim efela yeşkürunSübhanellezı halekal ezvace külleha mimma tümbitül erdu ve min enfüsihim ve mimma la ya'lemunVe ayetül lehümül leyl neslehu minhün nehara fe iza hüm muslimunVeş şemsü tecrı li müstekarril leha zalike takdiyrul aziyzil aliymVel kamera kaddernahü menazile hatta ade kel urcunil kadiymLeşşemsü yembeğıy leha en tüdrikel kamera velel leylü sabikun nehar ve küllün fı felekiy yesbehunVe ayetül lehüm enna hamelna zürriyyetehüm fil fülkil meşhunVe halakna lehüm mim mislihı ma yarkebunVe in neşe' nuğrıkküm fela sariyha lehüm velahüm yünkazunİlla rahmetem minna ve metaan ila hıynVe iza kıyle lehümütteku ma beyne eydıküm ve ma halfeküm lealleküm türhamunVe ma te'tiyhim min ayetim min ayati rabbihim illa kanu anha mu'ridıynVe iza kıyle lehüm enfiku mimma razekakümüllahü kalelleziyne keferu lilleziyne amenu e nut'ımü mel lev yeşaüllahü at'amehu in entüm illa fı dalalim mübınVe yekulune meta hazel va'dü in küntüm sadikıynMa yenzurune illa sayhatev vahıdeten te'huzühüm vehüm yehıssımunFela yestetıy'une tevsıyetev ve la ila ehlihim yarciunVe nüfiha fis suri fe iza hüm minel ecdasi ila rabbihim yensilunKalu ya veylena mem beasena mim merkadina haza ma veader rahmanü ve sadekal murselunİn kanet illa sayhatev vahıdeten feiza hüm cemiy'ul ledeyna muhdarunFel yevme la tuzlemü nefsün şey'ev vela tüczevne illa ma küntüm ta'melunİnne ashabel cennetil yevme fı şüğulin fakihunHüm ve ezvacühüm fı zılalın alel eraiki müttekiunLehüm fiyha fakihetüv ve lehüm ma yeddeunSelamün kavlem mir rabbir rahıymVemtazül yevme eyyühel mücrimunElem a'hed ileyküm ya benı ademe el la ta'büdüş şeytan innehu leküm adüvvüm mübiynVe enı'büduni haza sıratum müstekıymVe lekad edalle minküm cibillen kesiyra efelem tekunu ta'kılunHazihı cehennemülletı küntüm tuadunIslevhel yevme bima küntüm tekfürunEl yevme nahtimü ala efvahihim ve tükellimüna eydıhim ve teşhedü ercülühüm bima kanu yeksibunVelev neşaü letamesna ala a'yünihim festebekus sırata fe enna yübsırunVelev neşaü le mesahnahüm ala mekanetihim femestetau mudiyyev ve la yarciunVe men nüammirhü nünekkishü fil halk efela ya'kılunVe ma alemnahüş şı'ra ve ma yembeğıy leh in hüve illa zikruv ve kur'anüm mübiynLi yünzira men kane hayyave ve yehıkkal kavlü alel kafirınE ve lem yerav enna halakna lehüm mimma amilet eydına en'amen fehüm leha malikunVe zellelnaha lehüm fe minha rakubühüm ve minha ye'külunVe lehüm fiyha menafiu ve meşarib efela yeşkürunVettehazu min dunillahi alihetel leallehüm yünsarunLa yestetıy'une nasrahüm vehüm lehüm cündüm muhdarunFela yahzünke kavlühüm inna na'lemü ma yüsirrune ve ma yu'linunEvelem yeral insanü enna halaknahü min nutfetin fe iza hüve hasıymün mübınVe darabe lena meselev ve nesiye halkah kale mey yuhyil ızame ve hiye ramımKul yuhyıhellezı enşeeha evvele merrah ve hüve bi külli halkın alımEllezı ceale leküm mineş şeceril ahdari naran fe iza entüm minhü tukıdunEveleysellezı halekas semavati vel erda bi kadirin ala ey yahlüka mislehüm bela ve hüvel hallakul alımİnnema emruhu iza erade şey'en ey yekule lehu kün fe yekunFe sübhanellezı bi yedihı melekutü külli şey'iv ve ileyhi türceunYasin Suresi Arapça Okunuşu Kur'an-ı KerimYasin Suresi Anlamı Diyanet MealiRahman ve Rahim olan Allah'ın Yâ 3, 4. Ey Muhammed! Hikmet dolu Kur’an’a andolsun ki, senelbette dosdoğru bir yol üzere peygamber 6. Kur’an, ataları uyarılmamış, bu yüzden de gaflet içinde olanbir kavmi uyarman için mutlak güç sahibi, çok merhametliAllah tarafından Andolsun, onların çoğu üzerine o söz azap hak onlar iman Onların boyunlarına demir halkalar geçirdik, o halkalar çenelerine dayanmıştır. Bu sebeple kafaları yukarıya kalkık Biz, onların önlerine bir set, arkalarına da bir set çekip gözlerini perdeledik. Artık Onları uyarsan da, uyarmasan da onlar için birdir, Sen ancak Zikr’e Kur’an’a uyanı ve görmediği hâldeRahmân’dan korkan kimseyi uyarırsın. İşte onu bir bağışlanma ve güzel bir mükâfatla müjdeleŞüphesiz biz, ölüleri mutlaka diriltiriz. Onların yaptıklarınıve bıraktıkları eserlerini yazarız. Biz, her şeyi apaçık bir kitapta Levh-i Mahfuz’da bir bir Ey Muhammed! Onlara, o memleket halkını örnek oraya elçiler Hani biz onlara iki elçi göndermiştik de onları yalancı saymışlardı. Biz de onlara üçüncü bir elçi ile destek “Şüphesiz biz size gönderilmiş elçileriz” Onlar şöyle dediler “Siz de ancak bizim gibi hiçbir şey indirmemiştir. Siz sadece yalan söylüyorsunuz.”16. Elçiler ise şöyle dediler “Bizim gerçekten size gönderilmiş elçiler olduğumuzu Rabbimiz biliyor.”17. “Bize düşen ancak apaçık bir tebliğdir.”18. Dediler ki “Şüphesiz biz sizin yüzünüzden uğursuzluğa uğradık. Eğer vazgeçmezseniz, sizi mutlaka taşlarız ve bizim tarafımızdan size elem dolu bir azap dokunur.”19. Elçiler de, “Uğursuzluğunuz kendinizdendir. Size öğüt verildiği için mi uğursuzluğa uğruyorsunuz?. Hayır, siz aşırı giden bir kavimsiniz” Şehrin öbür ucundan bir adam koşarak geldi ve şöyle dedi“Ey kavmim! Bu elçilere uyun.”21. “Sizden hiçbir ücret istemeyen kimselere uyun, onlar hidayete erdirilmiş kimselerdir.”22. “Hem ben, ne diye beni yaratana kulluk etmeyeyim. Oysasiz de yalnızca O’na döndürüleceksiniz.”23. “O’nu bırakıp da başka ilâhlar mı edineyim? Eğer Rahmânbana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar.”24. “O taktirde ben mutlaka açık bir sapıklık içinde olurum.”25. “Şüphesiz ben sizin Rabbinize inandım. Gelin, beni dinleyin!”26, 27. Kavmi onu öldürdüğünde kendisine “Cennete gir!” denildi. O da, “Keşke kavmim, Rabbimin beni bağışladığını vebeni ikram edilenlerden kıldığını bilseydi!” Kendisinden sonra kavmi üzerine onları cezalandırmakiçin gökten hiçbir ordu indirmedik. İndirecek de Sadece korkunç bir ses oldu. Bir anda sönüp Yazık o kullara! Kendilerine bir peygamber gelmezdi ki,onunla alay ediyor Kendilerinden önce nice nesilleri helâk ettiğimizi; onlarınartık kendilerine dönmeyeceklerini görmediler mi?32. Onların hepsi de mutlaka toplanıp hesap için huzurumuza Ölü toprak onlar için bir delildir. Biz, onu diriltir ve ondantaneler çıkarırız da onlardan 35. Meyvelerinden yesinler diye biz orada hurmalıklar, üzümbağları var ettik ve içlerinde pınarlar fışkırttık. Bunları onların elleri yapmış değildir. Hâlâ şükretmeyecekler mi?236. Yerin bitirdiği şeylerden, insanların kendilerinden ve dahabilemedikleri nice şeylerden, bütün çiftleri yaratanın şanıyücedir. 37. Gece de onlar için bir delildir. Gündüzü ondan çıkarırız, birde bakarsın karanlık içinde Güneş de kendi yörüngesinde akıp gitmektedir. Bu, mutlakgüç sahibi, hakkıyla bilen Allah’ın takdiri düzenlemesi Ayın dolaşımı için de konak yerleri evreler belirledik. Nihayet o, eğrilmiş kuru hurma dalı gibi Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Herbiri bir yörüngede Onların soylarını dolu gemide taşımamız da onlar için bir Biz, onlar için o gemi gibi binecekleri nice şeyler Biz istesek onları suda boğarız da kendileri için ne imdatçağrısı yapan olur, ne de Ancak tarafımızdan bir rahmet olarak ve bir süreye kadardaha yaşasınlar diye Onlara, “Önünüzde ve arkanızda olan şeylerden dünya veahirette göreceğiniz azaplardan sakının ki size merhametedilsin” denildiğinde yüz Onlara Rablerinin âyetlerinden bir âyet gelmez ki ondanyüz çeviriyor Onlara, “Allah’ın sizi rızıklandırdığı şeylerden Allah yolunda harcayın” denildiği zaman, inkâr edenler iman edenlere,“Allah’ın, dilemiş olsa kendilerini doyurabileceği kimselere mi yedireceğiz? Siz ancak apaçık bir sapıklık içindesiniz” “Eğer doğru söyleyenlerseniz, bu tehdit ne zaman gelecek?” Onlar ancak, çekişip dururlarken kendilerini yakalayacakkorkunç bir ses Artık ne birbirlerine tavsiyede bulunabilirler, ne de ailelerine Sûra3 üfürülür. Bir de bakarsın, kabirlerden çıkmış, Rablerine doğru akın akın Şöyle derler “Vay başımıza gelene! Kim bizi diriltip mezarımızdan çıkardı? Bu, Rahman’ın vaad ettiği şeydir. Peygamberler doğru söylemişler.”53. Sadece korkunç bir ses olur. Bir de bakarsın, hepsi birdentoplanıp huzurumuza O gün kimseye, hiç mi hiç zulmedilmez. Size ancak işlemekte olduğunuz şeylerin karşılığı Şüphesiz cennetlikler o gün nimetlerle meşguldürler, Onlar ve eşleri gölgelerde koltuklara Onlar için orada meyveler vardır. Onlar için diledikleri herşey Çok merhametli olan Rab’den bir söz olarak kendilerine“Selâm” vardır.59. Allah, şöyle der “Ey suçlular! Ayrılın bu gün!”60, 61. “Ey Âdemoğulları! Ben, size, şeytana kulluk etmeyin. Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. Bana kulluk edin. İştebu dosdoğru yoldur, diye emretmedim mi?”62. “Andolsun, o sizden pek çok nesli saptırmıştı. Hiç düşünmüyor muydunuz?”63. “İşte bu, tehdit edildiğiniz cehennemdir.”64. “İnkâr ettiğinizden dolayı bugün girin oraya!”65. O gün biz onların ağızlarını mühürleriz. Elleri bize konuşur,ayakları da kazandıklarına şahitlik Eğer dileseydik, onların gözlerini büsbütün kör ederdik debu hâlde yola koyulmak için didişirlerdi. Fakat nasıl görecekler ki?!67. Yine eğer dileseydik, oldukları yerde başka yaratıklara dönüştürürdük de ne ileri gidebilirler, ne geri Kime uzun ömür verirsek, onu yaratılış itibariyle tersine çeviririz gücünü azaltırız. Hâlâ düşünmeyecekler mi?69. Biz, o Peygamber’e şiir öğretmedik. Bu, ona yaraşmaz verdiğimiz ancak bir öğüt ve apaçık bir Kur’an’ Aklen ve fikren diri olanları uyarması ve kâfirler hakkındaki o sözün azabın gerçekleşmesi için Kur’an’ı Görmediler mi ki, biz onlar için, ellerimizin kudretimizineseri olan hayvanlar yarattık da onlar bu hayvanlara sahip Biz, o hayvanları kendilerine boyun eğdirdik. Onlardan birkısmı binekleridir, bir kısmını da Onlar için bu hayvanlarda daha pek çok yararlar ve içecekler vardır. Hâlâ şükretmeyecekler mi?74. Belki kendilerine yardım edilir diye Allah’ı bırakıp da Onlar, ilâhlar için hizmete hazır asker oldukları hâlde,ilâhlar onlara yardım Ey Muhammed! Artık onların sözü seni üzmesin. Çünkübiz, onların gizlediklerini de açığa vurduklarını da İnsan, bizim, kendisini az bir sudan meniden yarattığımızıgörmedi mi ki, kalkmış apaçık bir düşman Bir de kendi yaratılışını unutarak bize bir örnek getirdi. Dediki “Çürümüşlerken kemikleri kim diriltecek?”79. De ki “Onları ilk defa var eden diriltecektir. O, her yaratılmışı hakkıyla bilendir.”80. O, sizin için yeşil ağaçtan ateş yaratandır. Şimdi siz ondanyakıp Gökleri ve yeri yaratan Allah’ın, onların benzerini yaratmaya gücü yetmez mi? Evet yeter. O, hakkıyla yaratandır, hakkıyla Bir şeyi dilediği zaman, O’nun emri o şeye ancak “Ol!” demektir. O da hemen Her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah’ın şanı yücedir!Siz yalnız O’na Suresi KonusuYasin suresi; İnsanın ahlâkî sorumlulukları, Vahiy, Hz. Peygamber’i yalanlayan Kureyş kabilesi, Antakya halkına gönderilen peygamberler, Allah’ın birliğini ve kudretini gösteren deliller, Öldükten sonra dirilme, hesap ve ceza konularını ele Suresi Anlamı ve ÖnemiSurenin ilk harfleri “Ya Sin” harfleriyle başladığı için sureye Yasin adı verilmiştir. Ya-Sin harfleri surelerin başında bulunan mukataa harflerdendir. Bu harfler manaları kapalı, farklı anlamlara gelebilecek müteşabih harflerdir. En güçlü anlam yorumu “Ey İnsan” çağrısı olarak suresinin önemini Hz. Peygamber bir hadisinde “Yasin, Kuran’ın kalbidir. Kim bu sureyi okursa Allah ona Kuran’ı on kez hatmetmiş sevabı verir” şeklinde Suresi Kaç Ayet ve Sayfa? Ne Zaman İndirilmiştir?Yasin suresi 83 ayet, 6 sayfadan oluşuyor. Hz. Peygamberin Medine’ye hicretinden önce Mekke’de Cin suresinden sonra Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüz İçinde Bulunuyor?Yasin Suresi 22. ve 23. cüzlerinde bulunuyor. Yasin suresi 439. sayfadan başlayıp, 444. sayfada Suresi Okumanın Fazileti ve FaydalarıPeygamber Efendimiz, Yasin suresinin faziletini “Kuran’ın kalbi” olarak ifade etmiştir. Ayrıca, “Kim, sevabını Allah’tan umarak geceleri Yasin suresi okursa, günahları bağışlanır” buyurmuştur. Bir diğer hadisinde de “Yasin-i Şerîfi her gece okumaya devam eden kimse şehit olarak vefat eder” müjdesini vermiştir. Ölmek üzere olan hastalarla, kabirde yatan ölüler için okunması tavsiye edilmiştir. Hastaların şifa bulacağı, ölülerin de kabirlerinde bağışlanacağı müjdesi Suresi Abdestsiz Okunur mu?Kuran’ı Kerim’in Vakia suresinin 79. ayeti “O Kuran’a temizlenenlerden başkası el süremez.” Kuran’ın abdestsiz okunamayacağını açıklıyor. Yasin suresi de, Kuran’ın bir suresi olduğu için bu sureyi Kuran’dan okuyacaksanız abdest almanız gerekiyor. Ezbere Suresi Hikmeti ve SırlarıYasin Suresinin şifa, murat, mağfiret hikmetleri bulunuyor. Hastalar için sürekli okunduğunda, hastanın eceli gelmemişse sağlığına kavuşuyor. Hastanın eceli gelmişse cennetten Rıdvan isminde melek geliyor. Cennet şerbeti içirerek, suya kanmasını sağlıyor. Hasta son nefesini acı duymadan veriyor. Kabre suya doymuş olarak giriyor ve suya ihtiyacı Suresi Ne Zaman, Neden ve Nasıl Okunur?Yasin Suresini gece ve gündüz okumak sünnettir. Peygamber Efendimiz, hem gece hem de gündüz okumanın ayrı sevapları olacağını müjdelemiştir. Bütün günahlarının bağışlanmasını isteyenler her gece, ihtiyaçlarının giderilmesini dileyenler de gündüzleri Yasin suresini okumaya devam geceleri ve gündüzünde Yasin okumak çok faziletlidir. Ayrıca Cuma günleri kabristan ziyaret edilip, orada bu sure okunursa hem ölmüşleri yararlanacak hem de okuyan kabristandaki ölü sayısı kadar sevap Suresi Nasıl Ezberlenir?Yasin suresini ezberlemeden önce doğru okunuşunu ve telaffuzunu bilmeniz gerekiyor. Bunları bilmeden ezberlemeye çalışmak, sureyi yanlış veya eksik okumanıza yol açacaktır. Bir bilenin yanında tekrar ederek, dinleyerek önce sureyi doğru okumayı suresini ezberlemenin en hızlı yolu ayet ayet ezberlemektir. Ezber yeteneğinize göre, ayetleri sırayla 3,5 veya 10’ar kez okuyun. Daha sonra gözlerinizi kapatıp, ezbere okumaya çalışın. Birkaç kez ayeti tekrar ettikten sonra sıradaki ayete geçin. Her ayette aynı tekniği uyguladıktan sonra bir öncekiyle birlikte okumaya Suresi Ne Anlatıyor?Yasin suresi, cahiliye döneminde Mekke’de indirildiği için, İslam dinini ve peygamberi ispatı anlatıyor. Bunu anlatırken de Hz. Muhammed’in asm, Allah’ın CC peygamberi olduğu açıkça vurgulanıyor. Bu ispatlar anlatılırken geçmiş kavimlerden örnekler veriliyor. Nasıl helak oldukları üzerinde Kuran’a ve Peygambere inanmayanların nasıl bir gazaba uğrayacakları, ayetlerde anlatılıyor. Görmedikleri halde Allah’a inanları ise nasıl bir müjde ve sevap beklediğine Suresi Ölülere Okunur mu?Yasin suresinin ölülere okunabileceğini Peygamber Efendimiz “Yasin’i ölülerinizin üzerine okuyunuz” hadisiyle belirtmiştir. Yasin suresi, bir şifa ve mağfiret suresi olduğu için sadece diriler için değil, hasta yatan, ölmek üzere olan ve ölüler için de okunması Efendimiz bir hadisinde; “Kim babasının veya anasının veya bunlardan birisinin kabrini cuma günü ziyaret edip, Yasin suresini okursa, Allah kabir sahibini bağışlar” müjdesini Suresi ÖzellikleriYasin Suresi, Peygamber Efendimizin özel ilgi ve saygı duyduğu bir suredir. Bunu da “Yasin Suresi, Kuran’ın kalbidir” diyerek belirtmiştir. Cahiliye döneminde indiği için, Allah’ın varlığı, kudreti, ölümden sonra hayatın olduğu, Hz. Muhammed’in, Allah’ın resulü olduğunun ispatı olarak önem zerre kadar kötülük veya iyilik yapanın karşılık bulacağı açıkça belirtilmiştir. Peygamber Efendimizin sureye aşırı önem vermesi ve herkesin mutlaka karşılık bulacağının belirtilmesi üzerine sık sık Suresi Şifa İçin Okunur mu?Yasin suresi bir şifa ve mağfiret suresi olduğu için şifa bulmak isteyen herkes okuyabilir. Düzenli olarak okunduğunda eceli gelmeyen hasta şifa bulur, eceli gelen de acı duymadan, suya doymuş halde kabre Suresi Bağışlama Duası OkunuşuAllahümme rabbena ya rabbena tekabbel minna duaena vekdi hacetena bihurmeti sureti yasin ve ecirna minennari vemin azabil kabri ve min şerri sualin bi fadli sureti yasin yarabbel alemiyne veselemun alel mürseliyne velhamdülillahi rabbil Suresi Bağışlama Duası Türkçe AnlamıYasin suresinin hürmetine dualarımızı kabul ve ihtiyaçlarımızı eda buyur. Ey alemlerin rabbi! Yasin suresinin faziletine bizi ateşten, kabir azabından ve sualin şerrinden koru. Ve peygamberlere selam olsun. Hamd Alemlerin Rabbi Allah'a Suresi Üzerinde TaşımakCep boy dua kitapları bulunuyor. Bu kitaplarda Yasin suresi de bulunduğundan, istediğiniz yerde çıkarıp okuyabilirsiniz. Yalnız tuvalet gibi ortamlara dua kitaplarıyla Suresi Ne Zaman Okunmalı?Yasin suresini yatsı namazından, sabah namazından sonra ve Cuma saatinden önce okumak çok Suresi Fazileti DiyanetHadis kaynaklarında Hz. Peygamber’den Yâsîn sûresinin faziletine dair nakledilmiş sözler yer alır. Bunlardan biri şöyledir “Her şeyin bir kalbi vardır; Kur’an’ın kalbi de Yâsîn’dir” Tirmizî, “Fezâilü’lKur’ân”, 7; Dârimî, “Fezâilü’l-Kur’ân”, 21; krş. Müsned, V, 26. Diğer bazı rivayetler için bk. Şevkânî, IV, 410-411. İbn Abbas’ın da –bu sûrenin son âyeti hakkında– “Yâsîn’in ve onu okumanın niçin bu kadar faziletli olduğunu bilmiyordum; meğer bu âyetten dolayı imiş” dediği nakledilir Zemahşerî, III, 294-295. Hadislerin sıhhat durumu tartışmalı olmakla beraber, öteden beri İslâm âlimleri Resûlullah’ın bu sûreye özel bir ilgi gösterdiği kanaatini taşımışlar ve müslümanlar da Kur’an tilâvetinde ona ayrı bir yer vermişlerdir. Bu sebeple Yâsîn sûresi için özel tefsirler kaleme alınmıştır Ölülere Yâsîn okunmasıyla ilgili hadiste “ölmek üzere olanlar”ın kastedildiği kanaati hâkim olmakla beraber, bunu öldükten sonra veya ölünün kabri başında okunacağı şeklinde anlayanlar da vardır, bk. Elmalılı, VI, 4004.Yasin Suresi Tefsiri Diyanet Tâhâ sûresinin ilk âyetinde olduğu gibi buradaki iki harfin mahiyeti ve anlamı hususunda da müfessirler arasında iki eğilim bulunmaktadır. Bir anlayışa göre bunlar, bazı sûrelerin başında yer alan ve ayrı ayrı okunduğu için “hurûf-ı mukattaa” diye adlandırılan harflerdendir bu konuda bilgi için bk. Bakara 2/1. Diğer eğilime göre ise “yâsîn” ayrı iki harf değil, anlamı olan bir kelimedir. Bu eğilim içinde kuvvetli bulunan görüşe göre bu kelime Arapça’nın bazı lehçelerinde “ey kişi, ey insan!” anlamına gelmektedir; burada kendisine hitap edilen kişi ise Hz. Muhammed’dir. Hatta Saîd b. Cübeyr’den, bunun Resûlullah’ın isimlerinden biri olduğu da rivayet edilmiştir İbn Atıyye, IV, 445. Bu kelimenin Allah’ın isimlerinden biri olup burada o isme yemin edildiği, söze başlama ifadesi ve Kur’an’ın isimlerinden olduğu görüşleri de vardır Taberî, XXII, 148-149.Araplar’da yalan yere yemin etmenin dünyanın harabına yol açacak kadar ağır bir kötülük olduğuna inanılırdı. Resûl-i Ekrem de bir hadisinde bu anlayışı teyit etmiştir. İşte bu âyetlerde Hz. Muhammed’in gerçek bir peygamber olduğu bir yemine bağlı olarak ifade edilmektedir; üzerine yemin edilen ise muhataplarınca kendileri tarafından bir benzerinin ortaya konamayacağı anlaşılmış bulunan eşsiz mûcize Kur’ân-ı Kerîm’dir Râzî, XXVI, 41. “Hikmet dolu” diye çevrilen 2. âyetteki hakîm kelimesi, “muhkem, sağlam; öğütleri, buyruk ve yasakları yerli yerince olan” şeklinde de anlaşılmıştır İbn Atıyye, IV, 446.Genellikle müfessirler, “ataları uyarılmamış” ifadesiyle, Hz. Muhammed’in ilk muhatap kitlesi olan Kureyş ve çevresindekilere yakın zamanlarda bir peygamber gönderilmemiş olduğuna işaret edildiği kanaatindedirler bu konuda ayrıca bk. Secde 32/3; Sebe’ 34/44; Fâtır 35/24. Meâlde esas alınan bu mâna burada geçen “mâ” kelimesinin olumsuzluk edatı sayılmasına göredir. Bu kelimenin mahiyeti ve cümledeki rolü konusundaki farklı kanaatlere göre âyetin aynı kısmına “ataları uyarılmış” veya “atalarının uyarıldığı şeyle” anlamı da verilebilir. Bu takdirde geçmiş devirlerdeki bütün insanlar kastedilmiş olur Taberî, XXII, 150; İbn Atıyye, IV, 446. Yine bu yaklaşıma göre cümlenin devamı ile uyumu açısından meâlin “Ataları uyarılmış ama kendileri gaflet içinde bulunan bir toplumu uyarasın diye” şeklinde olması gerekir Zemahşerî, III, 280.Tefsirlerde genellikle, gerçekleşeceği belirtilen “söz”den maksadın Hûd sûresinin 119. âyeti ile Secde sûresinin 13. âyetinde geçen Allah Teâlâ’nın “Cehennemi hem cinlerden hem insanlardan bir kısmıyla dolduracağım!” şeklindeki yemin ifadesi olduğu belirtilir meselâ Zemahşerî, III, 280; başka yorumlar için bk. Râzî, XXVI, 43-44.tefsirin devamını okumak için tıklayınızEzberlemek, Okumak ve Dinlemek İsteyenler için Namaz Sureleriİhlas SuresiFelak ve Nas SuresiAyetel KürsiVakıa SuresiFatiha SuresiKadir SuresiFil SuresiKafirun SuresiMülk Suresiinşirah suresibakara suresiFetih Suresi
41 yasin okumanın fazileti diyanet