🪔 Mai Ve Siyah Roman Özeti Uzun
Kararını yerine getirir. Dertli anasını alarak bir vapura biner. Gece karanlığında, son defa İstanbulu, Cihangiri seyreder. Deniz karanlık, gece karanlıktır. Vaktiyle Tepe başında, gece, gözlerine bir elmas yağmuru gibi görünen ışıklar sanki sönmüştü. Şimdi her taraf simsiyahtı.
1000roman özeti indir 26 maİ ve sİyah 552 gelİbolu uzun beyaz bulut 553 gÜnebakan 554 ak topraklar 555 gÜlen ada
Mai ve Siyah, Mai hülyalarla başlayıp siyah bir gece ile sona erer. Halit Ziya Mai ve Siyah adlı eserinde Abdülhamid yönetimine karşı duyduğu öfke ve umutsuzluğu dile getirmiştir aslında. Ahmet Cemil’in romanın sonunda İstanbul’u terk etmesi sembolik olarak Servet i Fünun sanatçılarının Abdülhamid’ten dolayı
Maive Siyah Romanının Özeti. Romanın başkahramanı Ahmet Cemil, büyük bir edebiyatçı olmaya çalışan, bunun için okuyup yazan bir gençtir. Bu haliyle Servet-i Fünun neslini temsil eder. Romanın başkahramanı Ahmet Cemil, Mülkiye Mektebi’nin son sınıfındayken babasını kaybeder.
Fakat tanımadığından garın boşalmasını ve en son kalan kişinin de kız olacağını düşünür. Öyle de olur. Garda kimse kalmadığında ona Ata Dayı diye seslenen genç bir kız sesi duyar. Kız 18 yaşında, uzun boylu, ince bir kızdır. Üzerinde siyah bir palto vardır ve başörtülü bir kızdır.
Bu iki roman, usta bir yazarın kaleminden çıkmış, sağlam bir tekniği olan, Batılı tekniğe uygun ilk başarılı romanlardır. “Mai ve Siyah”, Halit Ziya Uşaklıgil’in İstanbul’da kaleme aldığı ilk romanıdır. Roman 1896-1897 yıllarında Servet-i Fünun dergisinde tefrika edilmiş (parça parça, bölüm bölüm
Hayatta en çok değer verdiği üç kişi annesi, kız kardeşi İkbal ve gençlik aşkı Lamia’dır. mai ve siyah kitap özeti. Günün birinde Ahmet Cemil, yakın bir tanıdığının desteğiyle Mirat-i Şuun dergisinde işe başlar. Burada patronu Ahmet Vehbi Efendi de kız kardeşi İkbal ile evlenir. Bu sırada Ahmet Cemil işine
Edebi Kişiliği b.Eserleri 3.KİTABIN ÖZETİ 4.ROMANIN KAHRAMANI VE ÖZELLİKLERİ 5.ROMANIN MEKÂNI 6.ROMANIN ZAMANI 7.ÖZET 8.KAYNAKÇA Roman: Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar
Mutlakabilinmesi gereken bir eserdir. Edebiyatımızda Batılı anlamda ilk roman olması esere ayrı bir önem katmaktadır. Romanın önemli yerlerini vermeye çalış
kR4dT. ROMAN MAİ VE SİYAH YAZAR HALİT ZİYA UŞAKLIGİL ÖNEMİ Batılı anlamda ilk teknik roman KONUSU Mavi bir gecede kurduğu hayallerin hiçbiri gerçekleşmeyen Ahmet Cemil, siyah bir gecede İstanbul’dan ayrılır. ÖNEMİ Batılı anlamda ilk teknik roman ŞAHIS KADROSU Ahmet Cemil Romanın başkahramanıdır. Servet-i Fünun sanatçılarını temsil eder. Hüseyin Nazmi Ahmet Cemil’in mektep arkadaşıdır. Lamia Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşi. Ahmet Cemil’in gizli aşkıdır. İçindekiler1 Mai ve Siyah Mai ve Siyah Eserinin Türk Edebiyatındaki Yeri Mai ve Siyah Özeti Orta halli bir ailenin oğlu olan Ahmet Cemil, babasının ölümü üzerine annesinin ve kız kardeşinin geçimini temin etmek için çalışır. Kitap çevirileri ile para kazanan Ahmet Cemil bir de roman yazmaktadır. Yazdığı romanın çok satmasıyla zengin ve ünlü olacağını, bunun sonucunda da sevdiği kız Lamia ile evlendiğini mavi bir gecede hayalleyen Ahmet Cemil, roman sonunda yıkıma uğrar. Beklentilerinin hiçbiri gerçekleşmez. Mavi bir gecede kurduğu hayallerin gerçekleş- memesiyle yıkıma uğrayan Ahmet Cemil siyah bir gecede annesiyle beraber İstanbul’u terk eder. Mai ve Siyah Eserinin Türk Edebiyatındaki Yeri Batılılaşmanın etkilerinin görüldüğü dönemin eserleri arasında yer alan Mai ve Siyah adlı eserin Türk Edebiyatındaki yeri şüphesiz çok önemlidir. İlk modern roman olarak kabul edilen bu eserin yazarı Halit Ziya Uşaklıgil’dir. Romanda Uşaklıgil yaşanılan dönemin psikolojisini çok iyi bir şekilde yansıtmıştır. İlahi bakış açısı ile oluşturulan romanda, romanın kahramanı Ahmet Cemil’in kurduğu ve mai olarak nitelendirdiği hayalleri anlatılmaktadır. Ahmet Cemil’in hayallerinin gerçekleşmemesi ile roman siyah bir sona ulaşır. Halit Ziya Uşaklıgil Mai ve Siyah adlı eserinde oldukça ağır ve süslü bir dil kullanmıştır. Bu dil Servet-i Fünun dönemindeki eserlerin genel özelliğidir. Mai ve Siyah eserinin Türk Edebiyatındaki yeri incelendiğinde bu eserde anlatılan konunun ve romanın kahramanın çok dikkat çekici olduğu görülmektedir. Popüler Aramalar Yazı hakkında görüşlerinizi belirtmek istermisiniz?
Mai ve Siyah Halit Ziya Uşaklıgil Konu Roman türünün edebiyatımızdaki en güzel örneklerinden olan Mai ve Siyah’ta yazar yaşanılan bir dönemin sosyo kültürel durumunu gözler önüne sermiştir. Yazar romanda okuyucuya dönemin yaşantısını bakış açısından vermeye çalışmıştır. Bu bakış açısında kendi içinde bir objektiflik ve realistlik göze çarpar. Mai ve Siyah dönemin bütün toplumsal sorunlarını gündeme getiren bir roman olmuştur. Yazar dönemindeki bir takım sorunları kahramanları vasıtasıyla okuyuculara açıklamıştır. Yazar bu romanda neslinin şair idealini ele alır, o zamanki sanat ve basın dünyasını yer yer çok gerçekçi çizgilerle tasvir eder. Bu tasvirlerde insanların duyguları çok güzel işlenmiştir. Eser aşırı duygusal ve romantik bir romandır. Özet çok doğru, iyi kalpli bir avukatın oğludur. Annesi ise erdemli bir kadındır. Öğrenimine resmi okullarda başlar. Öğrenimi sırasında babası vefat eder. Okulu bitirir bitirmez kız kardeşine ve annesine bakmak zorunda kalır. Fakat elinden fazla bir iş gelmemektedir. Bu dönemde gecesini gündüzüne katarak Fransızca kitap tercümesi yapar fakat emeğinin karşılığını alamaz. Yabancı dil bildiği için sadece evlerde ders vermektedir. Bir de şiir yazmaktan başka bir becerisi yoktur. Ders verdiği öğrencilerin yaptığı şımarıklıklar onu bezdirmiş ve bu işi bırakmasına sebep olmuştur. Gittikçe umutsuzluğa kapılmıştır. Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşi Lamia’yla evlenecek midir? Edebiyatımıza yeni bir yön verebilecek midir? En sonunda Mirat-i Suun adlı gazetede iş bulur ve gazetede tercümeler yapmaya başlar. Hayatı az çok düzene girmeye başlar. Hatta gazete sahibinin oğlu Vehbi Efendi, kız kardeşi İkbal ile evlenir. O zaman Süleymaniye’de eski bir evde oturan kız kardeşini bahtiyar görmek hevesiyle, güzel bir düğün yapar. Ama bu evlilik, o zamanın evlenme şartları yüzünden başarılı olmaz. Evlenenler daha önceden birbirlerini tanımadıkları için, bağdaşamazlar. Vehbi Efendi gayet kaba, boyuna içen, küstah bir kimsedir. Bir gece Vehbi Efendi hamile olan İkbal’i öyle hırpalar, öyle bir tekme atar ki, zavallı kadın çocuğunu düşürür. çıldırmış gibidir, onu Ali Şekip zor zapt etmektedir. Kız kardeşini ölümden kurtarması lazımdır. Aldığı bütün tedbirlere karşı İkbal’ı ölümün pençesinden kurtaramaz. Hüseyin Nazmi uzakça bir vazifeyle dışişlerine tayin edilmiştir. bir gün onu ziyarete gider. Bir aya kadar memleketten ayrılacak olan Hüseyin Nazmi, sevineceğini zannederek başka bir haber daha verir, Lamia’yı evlendiriyorlardır. Zihninde kızı ailesinin ısrarıyla evlenmeyi kabul etmiştir diye tasarlar. Bir an sevgisini itiraf etmeyi düşünür fakat bir yuva kuramayacağını anlayınca vazgeçer. Bütün umutları, gelecekle ilgili planları bir bir sönmüştür. Geriye ne kalmıştır. Bütün ömrünü koyduğu şiirleri mi? Bir an bile durmadan onları da ocağa atıp yakar. Yanışını gözlerinde yaşlarla izler. O eserin zaten bir anlamı kalmamıştır. Mademki Hüseyin Nazmi gidiyor, o da gidecektir. Anadolu da bir vazife alıp gidecektir. Kararını yerine getirir. Dertli anasını alarak bir vapura biner. Gece karanlığında, son defa İstanbul’u seyreder. Vaktiyle bütün ışıklar ona elmas gibi görünüyordu fakat şimdi her yer simsiyahtır. Ana Fikir Eserin tema için karamsarlık, ayrılık, aşk, pişmanlık diye tek bir şey söylemek mümkün değildir. Bunun içindir ki bunların hepsini içine alan kader belki de bu eserin teması olabilir. Mai ve Siyah bize İstanbul’daki sanat ve edebiyat çevrelerini yansıtan başarılı romanlardan biridir. Romanın kahramanları olan A. Cemil’in basın ve yayın hayatının merkezi olan çevrelerle ilişkisi bize dönemindeki edebiyat ve kültür hareketlerini yansıtmıştır. Mai ve Siyah bu bakımdan Servet-i Funun edebiyat akımının romanı sayılır. Şahıslar ve Olaylar Ahmet Cemil Romanın baş kahramanıdır. Olaylar onun etrafında oluşur. Genç, yakışıklı, zeki, tuttuğunu koparan, aklına koyduğunu yapan, yeni edebiyat anlayışını temsil eden bir kişiliktir. Raci Ahmet Cemil’in karşısında olan yani eski edebiyat anlayışını temsil eden,onunla zıt fikirlere sahip, onu çekemeyen ve onun yolunu kesmeye çalışan birisidir. İkbal Ahmet Cemil’in hayatını adadığı sevgili kız kardeşi, iyi kalpli, masum, güzel hayattan çok acı çekmiş, bahtı kara birisidir. Vehbi Bey İkbal’in kocasıdır. Kaba, bencil, boyuna içen, küstah, karısına kötü davranan, onun ölümüne sebep olan alçak bir heriftir. Lamia Ahmet Cemil’in çocukluktan kalma en büyük aşkıdır. Ahmet Cemil’in evlenmek istediği, sevdiği, hayatındaki ideal kadın. Hüseyin Nazmi Lamia’nın abisi ve Ahmet Cemil’in yakın arkadaşı. Ahmet Cemil ile edebiyat tartışmalarına giren, onu kabullenen ve destekleyen birisidir. Yazar Hakkında Bilgi Halit Ziya UŞAKLIGİL Türk yazarı. İstanbul’da doğdu. Mercan Mahalle Mektebi’nden sonra Fatih Askeri rüştüyesine devam etti. Ailece İzmir’e taşındıklarında öğrenimine İzmir rüştiyesine devam etti. Mekhitarist okulunda Fransızca eğitimi arkadaşı ile 1884’te Nevruz dergisi, iki yıl sonra Hikmet gazetesini çıkardı. 1893’te İstanbul’a gelerek Reji idaresinde başkatiplik görevine başladı. 1896’da Edebiyatı Cedide topluluğuna sonra Darülfünunda Batı Edebiyatı dersleri Darülfünunda müderris tarafından 1913’te Fransa’ya, 1915’te Almanya’ya gönderildi. Cumhuriyetten sonra Yeşilköy’deki köşküne çekilerek gazetelerde yazmaya devam etti. Halit Ziya yazı hayatına, her konuda yazı ve tercümelerle girdi. Yazdığı şiirler Muallim Naci tarafından ağır bir dille yerilince mensur şiire sonra yazmaya başladığı ilk romanları, Tanzimat romanının devamıdır. Bunlarda basit şemalarda duygusal aşk hikayeleri anlatılır. 1896’da Servet-i Fünun topluluğuna katıldıktan sonra Fransız romanlarını, özellikle teknik yapılarını ve anlatım ilkelerini incelemeye başladı. O yıllarda sürekli okuduğu yazarlar Balzac ve Paul Bourget’tir. Halit Ziya romanlarında, yaşadığı dönemin toplumsal şartları ve yetiştiği çevrenin özelliklerini dolayısıyla, genellikle varlıklı kişilerin hayatını ve meselelerini konu edindi. Kendi hayatına benzeyen hayatları tasvir etti; romanlarındaki kişiler, olayların oluşumu, Halit Ziya’nın iyi bildiği çevrelerden seçilmiştir. Roman kişileri tenkitçi bir tavırla ortaya koyan Halit Ziya, hikaye kişilerine daha çok şefkatle, acıyarak bakar; bunlar iyi yürekli, fedakar ve namuslu hikayelerde yazar, romanlarında olduğu gibi, küçük gözlemlerini değerlendirir. Halit Ziya, ilk romanlarından beri aradığı anlatıma, Edebiyatı Cedide döneminde ulaştı. ESERLERİ Roman Nemide, Bir Ölünün Defteri, Ferdi ve Şürekası, Mai ve Siyah, Aşk-ı Memnu, Kırık Hayatlar. Uzun Hikayeler Bir Muhtıranın Son Yaprakları, Bir İzdivacın Tarihi Muaşakası. Oyun Kabus1918, Ankara Devlet Tiyatrosunda oynandı. Hatıraları Kırk Yıl, Saray ve Ötesi,Bir Acı Hikaye… Servet-i Fünun devrinde, Tanzimat ile başlayan yeni nesir gelişerek olgunlaşmış ve bu devirde bugün klasik olarak değerlendirebileceğimiz güzel örnekler meydana getirilmiştir. Servet-i Fünun romancıları, Namık Kemal’in açtığı “sanatkarane roman” tarzını geliştirerek modern Batı seviyesine yükseltir. Servet-i Fünuncular yazdıkları hikaye ve romanlarda tasvir ve tahlil için önemli bir yer ayırmışlardır. Ayrıca bu hikaye ve romanlarda ilk defa kadın erkekle bir seviyede görülmüştür. Mai ve Siyah’ta belirtilen özellikler ustaca kullanılmıştır. Roman ve hikaye tekniğindeki aksaklıklar bu dönemde ortadan kalkmış, yazarlar anlattıkları olayda aradan çekilmişlerdir. Servet-i Fünun edebiyatının roman ve hikayede en güçlü ismi Halit Ziya’dır. Türk nesrinin gelişmesinde önemli etkide bulunmuştur. Halit Ziya’ya göre güçlü bir Türk nesir üslubunun oluşması için eski nesir yanlışlıklarından uzaklaşılarak, Fransız nesir üslubunun teknik özellikleri benimsenmelidir. Bu yüzden romanlarında sıfat tamlamaları ve benzetmelerde süslü cümleler yer alır. Halit Ziya’nın romanlarındaki türler genelde yerleşmiş ve çevresinden sağlanmıştır. Sağlam bir tekniğe sahiptir. Bu romanlarında göze çarpmaktadır. Romanlarında yaşadığı dönemin etkisi görülür. Özellikle Fransız realist ve naturalistlerin tesirinde kalmıştır. Bunda aldığı eğitimin payı büyüktür. Batılaşma üzerinde durur. Genellikle realist ve psikolojik eserler vermiştir. Roman konuları genellikle aydın çevreler, hikaye konularını ise halk tabakasından seçmiştir. Kahramanlarını yaşadığı çevreden seçmiştir. Yazar genellikle belli bir kesimi ele alır ve o cemiyetin hastalıklı tiplerini işler. Bunlar “ev içi” romanlarıdır. » Roman Özetleri Sayfasına Dön! Not İçerik, internetten alıntılanarak derlenmiştir…
Mai ve Siyah Halit Ziya Uşaklıgil Romanının Özeti ve Karakterleri Hayalleri olan bir gencin lise son sınıfta babasını kaybetmesiyle hayallerinin yıkılışı ve beraberindeki hayat mücadelesi anlatılır. Kitabın Özeti Ahmet Cemil, babasının ölümünden sonra, binbir güçlükle okulu bitirir ve kız kardeşini ve annesini beslemek için çalışmak zorunda kalır. Bunun için elinden fazla bir şey de gelmemektedir. Çünkü yabancı dil bilmekten başka bildiği bir şey yoktur. Ona kalsa, bütün çalışmalarını şiir üzerinde toplamayı; edebiyatımıza bir başka yön vermeyi ister. Ancak hayat mücadelesi onu çok genç yaşta karşılar. Ali Şekip, Hüseyin Nazmi gibi arkadaşlarıyla başlıca tartışma konusu budur zaten. Raci gibi kendisini kıskanan, arkasından dedikodular yaratan birine rağmen şiirde bir şeyler yapacağına inanır . Bir yandan , Ahmet Cemil ,bu sarı , uzun saçlı, mavi gözlü ,kalem parmaklı genç, Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşi Lamia’yı sever. Tek kaygısı onunla evlenmek, ona layık bir yuva kurabilmektir. Fakat bu mümkün olabilir mi? Olabilecek mi? Hep bunu hayal eder. Okulu bitirdikten sonra ,zavallı genç çok sıkıntılı günler geçirir. Evlerine gittiğin öğrencilerin şımarıklıklarına katlanmak zorunda kalır. Ekmeğini kazanır ama, neler pahasına! Böylelerinden para kabul etmeğe mecbur kalmak ona pek ağır gelir . Başka çare de yoktur. Pek dayanamaz hale gelince , bu sefer kitapçılara polis romanları tercüme etmeye kalkar. O çağlarda pek sayılı olan bu kitapçılar da onun derisini yüzerler. Geceler boyu göz nuru dökerek yaptığı anlamsız tercümelere hiç denecek kadar az para verirler. Ne öyle eserleri tercüme etmek ister , ne de parasını üzüle üzüle almaya razı olur. Ahmet Cemil, günün birinde “Mirat-I Şuun” adlı gazetede çalışmaya başlar. Hayatı az çok düzene girer. Hatta ,gazete sahibinin oğlu Vehbi Efendi, Ahmet Cemil’in kız kardeşi İkbal’le evlenir. O zaman Süleymaniye’de eski bir evde oturan Ahmet Cemil, kız kardeşini mutlu görmek hevesiyle güzel bir düğün yapar. Ama bu evlilik, o zamanın evlenme şartları yüzünden başarılı olmaz. Evlenenler daha önce birbirlerini tanımadıkları için bağdaşamazlar. Vehbi Efendi çok kaba, durmadan içen , küstah bir kimsedir. Öyle alçak bir heriftir ki, karısı hamile olduğu sıralarda beslemelerini okşayarak onlarla gönül eğlendirir. Ahmet Cemil bu adiliklere dayanamaz .Gülle dokunmaya kıyamadığı biricik kız kardeşinin hırpalanmasına, hatta dövülmesine razı olmaz. Bir gece, Vehbi, İkbal’i öyle hırpalar, durumunu düşünmeden öyle bir tekme atar ki zavallı kadın çocuğunu düşürür. Ahmet Cemil, çıldırmış bir halde, arkadaşı Ali Şekip’in dükkanına kendini atar. Ali Şekip’e annesinden aldığı küpeleri, yüzükleri emniyet sandığına rehin etmekte kendisine yardım için gitmiştir. Kız kardeşini ölümden kurtarmak gerekmektedir. Hiçbir önlem zavallı İkbal’i ölümün pençesinden kurtaramaz. Hüseyin Nazmi, uzakça bir görevle dış işlerine tayin edilmiştir. Memnundur. Ahmet Cemil, bir gün onu ziyarete gider. Bir aya kadar memleketten ayrılacak olan Hüseyin Nazmi, sevineceğini sanarak Ahmet Cemil’e başka bir haber daha verir. Lamia’yı evlendiriyorlardır. O zaman Ahmet Cemil Lamia’ya ait tek tük hatıra kırıntılarını bir daha yaşar. Bunlar, Lamia’nın çocukluğu ile ilgilidir. Zihninde, kızı, ailesinin ısrarıyla evlenmeyi kabul etmiştir diye tasarlar. Bir an sevgisini itiraf etmeyi düşünür. Ama yoksulluğu, işsizliği aklına gelince bir yuva kuramayacağını kabullenir. Bundan da vazgeçer. Önce kardeşi, sonra Lamia… Geriye ne kalmıştır? Eseri mi? Genç adam, bütün ömrünü koyduğu şiirlerini bir an bile duraklamadan ocağa atıp yakar. Yaşamı gözlerinde yaşlar, ağzında acı bir lezzetle seyreder. O esrin bir anlamı kalmamıştır artık. Madem ki Hüseyin Nazmi gidiyor, o da gidecektir. Bir gün Taksim bahçesinde otururken ileriye ait tasarlarını, tasarladıklarını hatırlar. Şimdi o da Anadolu’da bir görev alıp gidecektir işte. Kendisine kırgınlıktan başka bir şey sağlamayan bu İstanbul’dan kaçacaktır. Kararını yerine getirir. Dertli anasını alarak bir vapura biner. Gece karanlığında, son defa İstanbul’u, Cihangiri seyreder. Deniz karanlık, gece karanlıktır. Vaktiyle Tepe başında, gece, gözlerine bir elmas yağmuru gibi görünen ışıklar sanki sönmüştü. Şimdi her taraf simsiyahtı. Oda, güneşten, hayatın biçareliğiyle alay eden ışıktan kaçarak, sonsuz bir yoklukta mutlu ve rahat, yuvarlanıp gidecektir. Karakterler Ahmet CEMİL Başarılı bir lise hayatı sürerken, son sınıfta babasını kaybeder ve hayat mücadelesine çok erken başlar. Amacı şiire başka bir yön vermek iken babasının ölümü her şeyi alt üst eder. Hayalleri olan bir gençtir. Babasının ardından kız kardeşi İkbal’in ölümü, son olarak da yakın dostu olan Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşi Lamia’nın evlenmesiyle tüm hayalleri NAZMİ Ahmet Cemil’in en yakın dostudur. O da Ahmet Cemil gibi şiire düşkündür. İlbal’in Ahmet Cemil’in kız kardeşidir. Özellikle babasının ölümünden sonra annesine ve ağabeyine bağlılığı Hüseyin Nazmi’nin kız kardeşidir .Güzel ve alımlı bir genç kızdır. Ahmet Cemil’in kendisine olan aşkından habersizdir.
Mai ve Siyah “Mai ve Siyah” Servetifünun kuşağının dünya görüşünü, toplum ve yaşam karşısındaki tutumunu yansıtan bir romandır. ” Halit Ziyanın bu romanında romantik bir gencin çevresinde hayalle gerçeğin çatışması anlatılmıştır. Büyük bir düş kırıklığı yaşayan roman kahramanı Ahmet Cemil, Edebiyat-ı Cedide sanatçılarının bir prototipi ilkörnek sayılır. Ahmet Cemil, Mülkiye Mektebi’nin son sınıfına geçtiği yıl babasını kaybeder. Annesinin ve kız kardeşi ikbal’in geçimini sağlamak artık onun sorumluluğundadır Fransızcadan çeviriler yapar ve “Mirat-ı Şuûn” adlı bir gazetede iş bulur. Akşamları zengin bir ailenin çocuğuna ders vermeye başlar. Bir yandan da büyük ümitler bağladığı eserini bitirmeye çalışır. En büyük hayali ünlü bir yazar olmaktır. Bu arada, çalıştığı gazetenin sahibinin oğlu Vehbi’yle kız kardeşi İkbal evlenir. Ahmet Cemil bir gün en yakın arkadaşı Hüseyin Nazminin uzun süredir görmediği kız kardeşi Lamia ile karşılaşır ve ona âşık olur. Ancak Lamia’ya olan duygularını açıklamak ve onunla evlenmek için eserini tamamlayıp ünlü bir yazar olacağı zamanı bekler. Bu sıralarda, çalıştığı gazetenin sahibi felç olmuş, aynı zamanda Ahmet Cemil’in eniştesi olan Vehbi, gazetede yönetimi ele almış, bir süre sonra da Ahmet Cemil başyazar olmuştur. Bir gün Ahmet Cemil eserini nihayet bitirir. Arkadaşı Hüseyin Nazmi’nin evinde yapılan ve devrin önemli yazarlarının da bulunduğu bir partide eseri okunur ve beğenilir. Ama özellikle Lamia’nın gizlice, eserin sonuna bir tebrik notu yazması Ahmet Cemil’i çok mutlu eder. Ne yazık ki bu mutluluk fazla sürmez. Bir gazetede, onu her zaman kıskanan arkadaşı Râci tarafından yazılmış, kendisini ve eserini acımasızca eleştiren bir yazı çıkar. Bunun gazetesinin tirajını düşüreceğinden kaygılanan eniştesi, başyazarlığı Ahmet Cemil’den alır. Bir akşam evde bu konuda çıkan bir tartışmada eniştesi, hamile karısı ikbal’in karnına tekme atar. ikbal bebeğini düşürür ve ölür. Bir süre sonra Hüseyin Nazmiden, Lamia’nın bir subayla evleneceğini ve Lamia’nın da bunu istediğini öğrenir. Artık Ahmet Cemil tüm umutlarını, annesi hariç her şeyini yitirmiştir. Hayallerine tutsak olduğu için kendisini affetmez, edebiyattan nefret eder ve eserini yakar. Bütün bu acıları kendisine yaşatan İstanbul’da yaşayamayacağını anlar ve “siyah bir gecede” Osmanlının uzak bir vilayetine gitmek üzere annesiyle birlikte şehri terk eder.
mai ve siyah roman özeti uzun