🌊 Atatürkün Insan Sevgisi Kısa Yazı

Atatürküninsan sevgisi yazısı İnsanların mutlu olması, onların birbirine yaklaşmalarına, birbirini sevip saymalarına bağlıdır. Aralarında bu sıcak ilişkiler geliştirildikçe; insanlar ihtiyaçlarını gidermek için birbirine destek olacaklardır. Kurtuluş savaşları gibi halk savaşları da bir çok yıkıma ve ölüme yol açmaktadır. Aşk Ve Sevgi Flashlar > Atatürk ve Din » espirili sözler » Duvar yazıları Milletimizien kısa yoldan medeniyetin nimetlerine kavuşturmaya, mesut ve müreffeh kılmaya çalışacağız ve bunu yapmaya mecburuz. (1925) Biz batı medeniyetini bir taklitçilik yapalım diye almıyoruz. Onda iyi olarak gördüklerimizi, kendi bünyemize uygun bulduğumuz için, dünya medeniyet seviyesi içinde benimsiyoruz. (1926) ÜniteÜlkemizde Hayat sorularından birisi. Soru şu şekilde: Atatürk’ün insan sevgisini anlatan sözlerini ya da bir anısını araştırınız. – İnsanlıkta mutluluk, insanoğullarının birbirine yaklaşması, insanların birbirini sevmesi, hepsinin temiz duygu ve düşüncelerini birleştirmesiyle olacaktır. -İnsanlar daima ArthurSchopenhauer Acımak Hayvan İnsan İyilik. Gel gel ne olursan ol yine gel. Gündüz gülerim geceleri yalnız ağlarım. Namık Kemal Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Namık Kemal İnsan Sevgi Vatan Yurttaşlık Vatan Sevgisi Hayvanlara karşı acımasız olan iyi bir insan olamaz. ÜzerindeATATÜRK yazılı kapsülü inanın, İnsan üstü değildi ATATÜRK, Tam insandı. Yazıları Gelen Kutunuzda Okuyun. Haziran 19, 2008. “Atatürk hakkında bir yazı” için 6 cevap Fihrjjdbsjebdhsbddh dedi ki: 11 Mart 2019, 20:28. Kısa yazin. Ezo celin dedi ki: 18 Ekim 2019, 13:51. Daha güzeri yokmu. Ezo çelik dedi Atatürkünİnsan Sevgisini Anlatan 2 ve 3 Kıtalık Kısa Şiirler Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal’in insan sevgisine vurgu yapan güzel bir şiir. Atatürk İnsanları çok seven, Değer veren biriydi. Bu yüzden kız-erkek, Birçok evlat edindi. Güzel sözler söyleyen, Kalp kırmayan biriydi. Bu yüzden her yaştan, Birçok arkadaş edindi. Onun insan sevgisi, Bilinen bir gerçekti Atatürke Mektup Örnekleri – 2. Değerli Atatürk, Diğer insanlar genellikle mektuplarına Sevgili diye başlıyor olsalar da, benim için o kadar değerlisin ki Değerli Atam demek daha doğru olur diye düşünüyorum. Seni çok seviyorum, ülkemizi düşman işgalinden sen kurtardın ve cumhuriyeti sen ilan ettin. Düşmanları Cumhuriyetimizinkurucusu, önderimiz Mustafa Kemal Atatürk yazdığı Nutuk kitabında hayat deneyimlerinden sıkça söz eder. Ben bu yazımda kısaca ikincisinden yani okuduğu kitapların bir kaçından bahsetmek istiyorum. Atatürk’ün kitap sevgisi oldukça yoğundu çünkü Atatürk anlamayı, bilmeyi ve uygulamayı kendine misyon 4gM0D. “Atatürk’ün çocuk sevgisi” ile ilgili şiirler. Atatürk çocukları sever ve ayrı bir değer verirdi. Atatürk’ün çocuk sevgisini anlatan şiir örneklerini bularak aşağıdaki bölüme kısaca yazdık. Kısa şiirleri VE ÇOCUK SEVGİSİ ŞİİRİÇocuklar gibi şendi Mavi bakardı gözleri Çocukları çok severdi Çocuklar ülkenin geleceğiÇocuklarla oynardı Çocuklar ülkenin neşesi Ataatürk çocukları çok severdi 23 Nisan çocuklara hediyesiÖdevhane tarafından yazılmıştır.Atatürk’ün çocuk sevgisini gösteren bir sözü;“Çocuk sevgisi insan sevgisi için bir ihtiyaçtır.”ATATÜRK VE ÇOCUK SEVGİSİ ŞİİRİAtatürk çocukken Okumuş mahalle mektebinde Söylerdi çocuklar geleceğimiz Çocukları eğitmeliyizÇocuklar yaşama sevincimiz Hep birlikte sevinmeliyiz Tutup ellerinden çocukların Atamızı ziyaret etmeliyiz Ödevhane tarafından yazılmıştır.Atatürk’ün çocuk sevgisini gösteren bir sözü;“Çocuklar geleceğimizin güvencesi, yaşama sevincimizdir. Bugünün çocuğunu, yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir.”ATATÜRK VE ÇOCUK SEVGİSİ ŞİİRİAtatürk çocukları çok severdi Küçük Beyle Küçük hanımlar derdi Kocamandı sevgisi Atatürk çocukları çok severdiÇocuklar ışık derdi Aydınlatır geleceğimizi Oyunlar oynardı çocuklarla Çocuk sevgisi insan sevgisi derdi Atatürk çocukları çok severdi Ödevhane tarafından yazılmıştır.ATATÜRK VE ÇOCUK SEVGİSİ ŞİİRİUlu önder Atatürk Severdi çocukları Değer verirdi Çocukları eğlendirdiUlu önder Atatürk Çocuklar gibi şendi Geleceğin ışıklarını Çok severdi Ödevhane tarafından yazılmıştır. Not Balıkesir üniversitesi tarih profesörü arkadaşım Zeki Çevik’in Rusların Ukrayna saldırısı vesilesiyle kaleme aldığı makaleyi okuyucularımla paylaşıyorum.. ATATÜRK VE İNSAN SEVGİSİ Bilindiği üzere dünya tarihine baktığımızda ne zaman insan sevgisi unutulmuş, ne zaman önemini ve değerini kaybetmeye başlamışsa o zaman nefretler, çatışmalar ve savaşlar ortaya çıkmıştır. Savaş ve çatışmalar da her zaman kan, gözyaşı, yıkım ve sefalet getirmiştir. İnsanlar niçin birbirlerini öldürürler? Hatta çocuk, kadın, ihtiyar demeden… İnsanların bu derece gözünü döndüren ve insanlıktan çıkaran sebep nedir? Bizce bunun bir tek sebebi vardır Sevgi eksikliği veya yokluğu. Her şeyin temeli sevgidir. Tabii ki samimi sevgi. İşte bu yüzden sevgide samimiyet beraberinde barışı getirir. Geçmişte ve günümüzde insanların, devletlerin ve uluslararası kuruluşların temel amacı bu değil midir? Herkes barış diyor başka bir şey demiyor. Herkes barıştan yana, herkes barış istiyor. Yakın tarihlerde insanlık böyle çıkmazlar yaşadı. Mesela 1989’da Sovyet Rusya’da rejim değişikliği başlayıp da sistem çökünce, iki kutuplu dünya sarsıldı. Ardından yeni dünya düzeni, yeni dünya düzensizliği veya tek kutuplu dünya, küreselleşme vs. başlıklarında birçok tartışmalar yapıldı. 1990 başlarında Avrupa’nın orta yerinde bir Bosna katliamı yaşandı. 200 bin Müslüman Boşnak çoluk çocuk ve kadın demeden, gözü dönmüş Sırp Çetnikleri tarafından hunharca katledildi. Bu gelişmelere insan hakları şampiyonluğunu kimseye kaptırmak istemeyen “Batı dünyası” uzun süre seyirci kaldı. Yalnız Bosna’da değil, Filistin’de, Afganistan’da, Keşmir’de, Doğu Türkistan’da, Myanmar’da, Irak’ta, Suriye’de ve başka birçok yerde masum insanların kanı döküldü, dökülmeye devam ediyor. Bugün de Ukrayna’da Rus saldırısı ile başlayan savaşta masum insanlar ölüyor ve yine Batı dünyası maalesef seyrediyor. Bu gelişmelerde eksik olan nedir? Tabi ki sevgi, yani “insan sevgisi”. İşte zaman zaman “Birleşmiş Milletler”in eğitim, bilim ve kültür kuruluşu olan UNESCO insan sevgisi eksikliğini görerek tüm dünyada “Sevgi Yılı” ilan ediyor. Mesela 1990 yılında aldığı bir kararla bu eksikliği görerek, ertesi yıl tüm dünyada “Sevgi Yılı” ilan etmişti. İkinci bir kararla insan sevgisini, dünyada en güzel dile getirmiş birisi adına kutlanmasını oyladılar ve sonunda bizim derviş “Yunus Emre”mizi buldular. 1991 yılı tüm dünyadaki üye ülkelerde “Yunus Emre Sevgi Yılı “ olarak konferanslar, paneller ve sempozyumlarla kutlandı. Yine UNESCO 2007’de “Mevlana Yılı”, 2021’de “Yunus Emre Türkçe Yılı” ilan etmiştir. Böylece insanlık, ancak sevginin barışı getirebileceğini tespit etti. Tarihte iki kez dünya devleti kurmuş olan Türk Milleti, hükmettiği ülkelerde gerçek insan haklarını bütün dünyaya göstermişti. Ortaçağ’da Büyük Selçuklu Devleti, Yeniçağ’da Osmanlı Devleti o devirlerde dünyanın süper güçleri idiler. Ünlü İngiliz tarih profesörü Arnold Toynbee’ye göre, 400 yıl dünyada tek güç olan Osmanlı Devleti, “Şark Meselesi” çerçevesinde, içeriden ve dışarıdan yürütülen siyasi, iktisadi, askerî ve kültürel saldırılara maruz kaldı. Ve en son girdiği I. Dünya Savaşı bataklığından çıkamadı. Savaşın sonunda imzalanan “Mondros Mütarekesi”, Osmanlı Devleti’nin ölüm fermanı, “Sevr” ise millet ve devletin ölüm kararının infazı demekti. İşte o zor günlerde Türk Milleti liderini bulmuş ve “Misak-ı Milli” sınırları içinden seçilip gelebilen iman abidesi temsilcileriyle Ankara’da “Meclis”ini açarak mücadeleye girişmişti. Bu büyük lider “Mustafa Kemal”, onu reis seçen meclis, “Türkiye Büyük Millet Meclisi”, ve yürütülen bağımsızlık mücadelesi de “Milli Mücadele”dir. Atatürk’ün “Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran halka Türk Milleti denir” tanımında ifadesini bulan, içinde Türkü, Kürdü, Çerkezi, Lazı, Arabı bulunan, ancak ortak bir kültürü ve inancı yaşayan, 1000 senedir beraber ağlayıp beraber gülmüş, aynı devletlerin çatısı altında yaşamış, aynı mabede giden, aynı mezarlığa gömülen, yüzlerce yıldan beri kız alıp vermiş, aynı ay-yıldızlı bayrak, aynı vatan ve devlet için, aynı siperde koyun koyuna şehit düşmüş bu milletin evlatları, o bataklıktan yeni bir devlet çıkardılar. Onların, paraları, orduları, silahları yoktu. Ancak, kurtulacaklarına olan sarsılmaz bir imanları ve bedel olarak verecekleri sadece kanları, canları vardı. Bunu ödediler ve dünyanın en büyük güçlerinin desteklediği kuvvetleri yendiler. Doğuda Ermeniler, Güneydoğuda Fransızlar ve Batıda Yunanlılar mağlup edildiler. Nihayet bir devlet kurdular ve bizlere hediye ettiler. Bu devlet “Türkiye Cumhuriyeti”dir. 2023’te 100. kuruluş yıldönümünü kutlayacağımız ve vatandaşı olduğumuz bu devlet de, bugün dünyanın en önemli jeopolitik ve jeostratejik bölgesinde, dünyanın 19. büyük ekonomisine sahip, 85 milyon nüfusuyla, yer altı ve yer üstü zenginlikleriyle, iklimiyle, yetişmiş genç nüfus potansiyeliyle ve İslam dünyasındaki tek demokratik rejime sahip ülke olmasıyla göze batmaktadır. Herkesin her gün, medyadan izleyerek değerlendirebileceği gibi, özellikle batılı sahte dostlarımızın gözüne batmaktadır ve birçoğu “Bu Türkiye’nin küçülmesi lazım, başının beladan kurtulmaması lazım…” diye düşünmektedir. Bu kısa yazıda neyi anlatalım. Basılan kâğıt avrodaki haritada Türkiye’nin yarısı yoktur. Hatta demir avrodaki haritada Türkiye hiç yoktur. Akıl ve vicdan sahibi aydınlarımıza bunlar bir mesaj vermiyor mu? Türkiye ikide bir ekonomik krizlere maruz bırakılıyor, 1984 öncesi 10 yıl bu devlet ve millet ASALA ermeni terörüyle uğraştı. O bitti, yerini PKK terörü aldı. Hatta Beka vadisindeki ilk PKK kampı da ASALA kampı idi. İkisi de ideolojik olarak Marksist idi. Ne gariptir ki ikisi de aynı zamanda etnik ırkçı idiler. Ne tesadüf değil mi? Amaç; “Türkiye Cumhuriyeti” devlet ve milletiyle rahatsız edilmeli, ekonomik sıkıntılar yaşamalı, terör yoluyla insanlarına acılar çektirilmeli idi. Son 35-40 senedir bunu yaptılar ve yapıyorlar. Sürekli bir nefret ve sevgisizlik propaganda ediliyor. Çok şükür ki milletimizin sağduyusu top yekûn bir kardeş kavgasına meydan vermiyor. Vermeyecektir de! Devletimizin kurucusu Atatürk, “Ben bu milletin çocuklarını savaş meydanlarında tanıdım.” “Böyle bir millet esir yaşamaktansa mahvolsun evladır! Binaenaleyh ya istiklal! Ya ölüm!” diyor. Ömrü savaş meydanlarında geçmiş Atatürk aslında savaştan nefret eden bir insandı. Bu konuda birkaç anekdot verelim 1934 yılında bir alay karargâhının temel atma töreni sırasında, bir koyunun temel için açılan çukura doğru yere yatırılıp boğazlanmak üzere olduğunu gördüğü zaman, Türkiye’yi ziyaret eden İran Şahı ile aralarında şu konuşma geçmiştir Atatürk “Ben kana bakamam. Bir tavuğun dahi boğazlandığını görmeye tahammülüm yoktur.” Şehinşah “Ya bu kadar çok bulunduğunuz büyük ve kanlı muharebe meydanları?” Atatürk “Ha, o başka meseledir; öyle yerlerde cesetlerin üzerinden atlayarak yürürüm. O bambaşka bir iştir.” Hasan Rıza Soyak, Fotoğraflarla Atatürk ve Atatürk’ün Hususiyetleri, 1965, Yine bir konuşmasında “Birçok zaferler kazandım. Fakat bunların en büyüğünden sonra bile her akşam, savaş alanlarında ölen bütün askerleri düşünerek içimde derin bir keder duyuyorum.” diyor. George Bennet, Yabancı Gözüyle Cumhuriyet Türkiyesi, “Harpçi olamam. Çünkü harbin acıklı hâllerini herkesten iyi bilirim” Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri”, Ankara 1984, Atatürk, aynı konuda; “Savaş zaruri ve hayati olmalıdır. Milleti savaşa götürünce, vicdanımda acı duymamalıyım. Öldüreceğiz diyenlere karşı, ölmeyeceğiz diye savaşa girebiliriz. Lakin millet hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir” ASD, diyerek insan hayatının azizliğini ne güzel ifade etmiştir. “Yurtta sulh, cihanda sulh” prensibini Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluş felsefesine nakşeden Atatürk, insanlık idealine dikkate değer bir katkıda bulunmuştur. Ancak, Atatürk’ün bu barış tutkusu, hiçbir zaman “her ne pahasına olursa olsun barış” anlamında alınmamalıdır. Çünkü o , militarist olmadığı gibi pasifist de değildi. Atatürk için önemli olan “insan haklarına yaraşan bir hayat” sürdürmektir. Yine kime düşman olunması gerektiğini de şöyle anlatıyor “Biz kimsenin düşmanı değiliz! Yalnız, insanlığın düşmanı olanların düşmanıyız!” Yani insanlıktan çıkmış, Kürt hakları diye, Kürt bebek katillerinin, Felluce’yi Kadir gecesinde bombalayıp 50 bin sivili katledenlerin, Filistin’de kundaktaki bebekleri kurşunlayanların düşmanı! Doğumunun 100. yılında bütün dünyada anılması için 27 Kasım 1978’de UNESCO Genel Konferansı’nın, bir çekimsere karşı, oy birliğiyle aldığı karar, Atatürk’ün artık insanlık tarihine mal olmuş kişiliğinden kaynaklanmıştır. UNESCO Genel Konferansı’nda konu görüşülürken İsveç delegesi “Dünyada birçok büyük adam var. Hepsini böyle anacak mıyız?” şeklinde konuşmuş, bunun üzerine Sovyet delegesi elini masaya vurarak şu cevabı vermiştir “Genç delege arkadaşıma hatırlatırım ki, Atatürk herhangi büyük bir adam değildir. Atatürk, bu çağa damgasını vurmuş olan adamdır.” Yine bu kararın bir yerinde “Olağanüstü bir inkılapçı olduğunu göz önünde tutarak özellikle, sömürgecilik ve emperyalizme karşı açılan savaşların ilk lideri olduğu inancı ile dünya ulusları arasında karşılıklı anlayışın, sürekli barışın öncülüğünü yapmış olduğunu, bütün hayatı boyunca, insanlar arasında hiçbir renk, din, ırk ayrımı göstermeyen bir uyum ve iş birliği çağının doğacağına inancını unutmadan, eylemi her zaman barış, uluslararası anlayış ve insan haklarına saygı yönünde gerçekleşen Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Atatürk…” “Atatürk ve İnsan Sevgisi”, Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, c. II, Kasım 1985, sayı4, İşte insanlık âşığı Atatürk’ün kurduğu “Türkiye Cumhuriyeti” bugün, geçmişte olduğu gibi içerden ve dışardan tehdit altındadır. Bugün onun fikir ve düşüncelerine her zamankinden daha çok ihtiyacımız var. Bu gemi batmamalı ve de batmayacaktır! Burada İstiklal Marşı’mızın şairi Mehmet Akif’imize kulak verelim “Sahipsiz kalan vatanın batması haktır, Sen sahip olursan, bu vatan batmayacaktır!” 2 Mart 1922 Prof. Dr. Zeki ÇEVİK Balıkesir Üniversitesi AnasayfaDers NotlarıAtatürk’ün çocuk sevgisi hakkında görsellerle destekleyeceğiniz kısa bir sunum hazırlayınız. 4. Sınıf Türkçe Atatürk’ün çocuk sevgisi hakkında görsellerle destekleyeceğiniz kısa bir sunum hazırlayınız. konusu kısaca hakkında bilgileri ele alacağız. Cevap Atatürk çocukları çok severdi. Çocuklara değer verdiğini 23 Nisan’ ı onlara armağan ederek göstermiştir. Atatürk çocukları gördü mü sever, onlara hediyeler verirdi. Çocukların geleceğimiz olduğunu bilirdi. Çocuklarda onu çok severler ve yanına gitmek isterlerdi. Fırsat buldukça çocuklarla vakit geçirir, onlara değer verirdi. Atatürk ile bir çocuğun anısı şu şekilde gerçekleşmiştir. Atatürk bir ilkokula gitmişti. Her zaman olduğu gibi bütün çocuklar etrafını sardılar. Hepsi sevinç içinde onu alkışlıyordu. Yalnız küçük bir çocuk bir kenara çekilmiş, ilgisiz gibi duruyordu. Bu durum Atatürk’ün gözünden kaçmadı. Onu yanına çağırdı Ona neden ağladığını sordu. Çocuk söylemeyince ısrar etti ve Atatürk’ e _ “Onu yakından gördüğü için duygulandığını ve bir daha ne zaman göreceğini bilemediği için ağladığını söyledi” Atatürk’ te aynaya bakmalarını, onların kendisinin birer parçası olduğunu söyledi. Atatürk çocuk sevgisini evlat edinerekten göstermiştir. Kendine evlatlık edinmiş ve çocuklara olan sevgisini bir kez daha göstermiştir. Bizlerde kendi geleceğimiz olan çocuklara sahip çıkmalı, değerlerine bağlı güzel çocuklar yetiştirmeliyiz ki güzel bir geleceğimiz olsun, sağlıklı bireyler yetişsin. Atatürk’ün çocuk sevgisi hakkında görsellerle destekleyeceğiniz kısa bir sunum Hakkında Soru Sormak İster Misiniz ? Yorum ve Düşüncelerinizin Bizim İçin Ne Kadar Değerli Olduğunu Biliyor Musunuz ? Destek ve Yorumlarınız için Tıklayınız... Ellerinize sağlık çok yardımcı oldunuz sunum bir harika ellerinize sağlık arkadaşlarım Mustafa Kemal Atatürk her zaman çocuklara büyük önem verirdi çocukları çok severdi çocukları merhamet ve yaklaşır de çocukların saçını okşar ve manevi çocuklarına verdiği değer çocuklara ne kadar sevdiğini gösterirdi çocukları Bir ülkenin geleceği olduğunu her zaman ifade eder de çocuklar için eğitim sağlık hak ve özgürlüklerin tanıdığı güzel bir ülke kurmak isterdi Atatürk her zaman çocukların çok özel olduğunu ifade etmiş ve çocukları çok sevdiğini Bir Cevap bölümünü boş bırakabilirsiniz. Önceki Ders Kitabı Sayfa Cevapları “Bilim ve Teknoloji Haftası” etkinlikleri için bu haftanın önemini anlatan bilgilendirici bir yazı yazınız. Bir Sonraki Sayfa Cevapları Konusu15 Temmuz 2016 gecesi ülkemizde hangi olay yaşanmıştır? » 15 Kayıtlı ÜyeSon Üye Kuran-i Kerim Öğretmeni error Content is protected !! Atatürk ün İnsan Sevgisi - Atatürk'te İnsan Sevgisi Atatürk deyince akla ilk gelen kavramlardan biri sevgidir. Çünkü onun yüreği sevgi ile bütünleşmiştir. Bu bütünleşmede insan, ulus ve yurt sevgisinin özel bir yeri vardır. Atatürk, engin ve derin bir insan sevgisine sahiptir. Onun dünyasında kin yoktur. Her şey sevgi üzerine kuruludur. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun deyişiyle “ Atatürk ün asil yüreği, pas tutmamış madenler gibi kin nedir hiç bilmemiştir.”Atatürk ün insan sevgisi ulusal ve evrensel bir nitelik taşır. Ondaki insan sevgisi, kendi ulusu yanında diğer ulusların varlık ve mutluluğunu düşünecek kadar yücedir. “ Dünyanın filan yerinde bir rahatsızlık varsa bana ne dememeliyiz. Olay ne kadar uzak olursa olsun bu esastan şaşmamak lazımdır.” Sözleri, onun bu yüce sevgisinin bir kanıtıdır. Atatürk’ün Çanakkale’de ölen düşman askerlerinin yakınlarına seslenirken söylediği şu sözler de ne kadar ilginçtir “Uzak diyarlardan evlatlarını savaşa gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır .” Bu sözleri söyleyecek kadar yüce duygulara sahip bir başka devlet adamı düşünülebilinir mi ? … Kaynak – En Kapsamlı Atatürk Sitesi tarafından muhtelif Belirli Günler ve Haftalar ile TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük Kitaplarından derlenerek oluşturulmuştur. - Okuma Sayısı Bu yazı 40404 defa okunmuştur.

atatürkün insan sevgisi kısa yazı