🌛 Eğitim Ve Kültür Alanında Yapılan Yenilikler Slayt

1Eğitim Millî Olmalıdır: Atatürk 1924’te:“Yeni Türk Cumhuriyeti’nin, yeni nesle vereceği eğitim, millî eğitimdir.” diyor (MEB, 2001a: 291). 1 Mart 1924’te yaptığı TBMM’nin açış konuşmasında ise: “Türkiye’nin eğitim politikasının her derecesini, tam bir netlik ve hiçbir tereddüde yer vermeyen açıklık KPSSDers Notu: KPSS Ders Notları. Trendler. KİMSENİN AKLINA GELMEZ. Maaşlara 1000 lira zam! FETÖ BAĞLANTISI VARDI. Osmanlı’da Anayasacılık Hareketleri Notları. Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar. Öğretim Stratejileri ve Düşünme Becerileri. Öğretim Model ve Yaklaşımları Konu Anlatımı. İlKültür ve Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar, Sultan Veled Salonu'nda düzenlenen açılış programında, büyük kültür ve müzik lobileri tarafından dünyanın en önemli mistik müzik festivallerinden sayılan Konya Uluslararası Mistik Müzik Festivali'nin dünyanın her yerinde beğenildiğini söyledi. Türk İnkılabı Atatürk İlkeleri Siyasi Alanda Yapılan İnkılaplar Hukuk Alanındaki Yenilikler Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar Toplumsal Alanda Yapılan İnkılaplar Ekonomi Alanındaki Gelişmeler Atatürk İlke ve İnkılaplarının Önemi 12. Sınıf 4. Ünite Konu Başlıkları 2sınıf Atatürk Önderliğinde Yapılan Yenilikler Slayt Gösterisi Dosyası Soruları ve Cevap Anahtar Eğitim, bilgi ve kültür sitesi / 2003 - 2022 Eğitim ve kültür alanında yapılan inkılaplardan ilki medreselerin kapatılmasıdır. Medrese Avrupa’daki üniversitenin bir karşılığı idi. 1924’te medreseler kapatıldıktan sonra Avrupa ve Amerika üniversiteleri ile denk eğitim veren üniversiteler açılmıştır. 3 Mart 1924’ te Tevhidi Tedrisat Kanunu çıkarılarak 19 Mayıs 2011 Perşembe. Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan Yenilikler 8. SINIF DERS NOTU. Ülkemiz insanlarının iyi eğitim almaları ülkemizin geleceği açısından çok önemlidir. Atatürk: “Cahillik yok edilmedikçe yerimizdeyizYerinde duran bir şey ise geriye gidiyor demektir.” diyerek eğitim konusunda Türk milletine Kısaca Tevhid-i Tedrisat. Osmanlı Devletinin çöküşü ile Cumhuriyetin ilk yıllarında yapılan devrimlerden birisi de Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile birlikte eğitim kurumlarında yapılan devrimdir.Tevhid-i Tedrisat Kanunu eğitimin birleştirilmesini esas almıştır.Bu birleştirme medrese ve okul ikiliğine son vermek için OrtaklıkBu fırsat, eğitim, gençlik ve spor alanında faaliyet gösteren kurum ve kuruluşlara ulusal veya ulusötesi işbirliği ve öğrenme fırsatları sunar. Yw5EU. Bu yazımızda Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar konusunu ele alacağız. Özellikle eğitim alanında oldukça gelişme yaşandığından Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar konusu biraz daha uzun olacak. Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar konusuna değinmeden önce bu alanlarda neden yeniliğe ihtiyaç duyulduğundan bahsedelim. Özellikle Cumhuriyetin ilk yıllarında eğitimdeki en büyük sorun öğretim birliğinin bulunmamasıydı. Medreseler, mektepler, azınlık okulları ve yabancı okullar gibi farklı eğitim kurumları mevcuttu. Tanzimat döneminde bu alanda bazı düzenlemeler yapıldıysa da eğitimde köklü inkılapların yapılması zorunlu hale gelmişti. Eğitim ve kültür alanında yapılan yeniliklerin nedenlerini sıralayacak olursak; Milli, demokratik ve laik bir toplum ikilik ve karışıklığı çağdaş esaslara göre rejimini güçlendirecek eğitim sistemini birleştirmek. Şimdi Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar konusuna Telif ve Tercüme Heyeti ile başlayalım. Telif ve Tercüme Heyeti 1921-1926 Telif ve Tercüme Heyeti, Kurtuluş Savaşı döneminde oluşturulan önemli kurumlardan biridir. Bu heyet 1921 yılında kurulan çalışmalarını 1926 yılına kadar sürdürmüştür. 1926 yılında toplanan Üçüncü Heyet-i İlmiye Kararları sonucunda Telif ve Tercüme Heyeti yerini Milli Talim ve Terbiye Dairesine bırakmıştır. I. Maarif Kongresi 15-16 Temmuz 1921 Hatırlanacağı üzere I. Maarif Kongresi Eskişehir-Kütahya Muharebeleri sırasında Ankara’da toplanmıştı. Muallimler Kurulu’nun toplandığı bu kongrede açılış konuşmasını Atatürk yapmıştır. Bu kongrede ilk ve ortaöğretim kademelerinin hedefi ve programları ile ilgili tartışmalar yapılmış, okul ve öğrenci sayıları tespit edilmeye çalışılmıştır. I. Maarif Kongresi eğitime milli bir yöne kazandırılmaya çalışıldığı büyük bir eğitim kongresidir. Heyet-i İlmiyeler 1923-1926 Heyet-i İlmiyeler Yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin eğitim politikalarının belirlendiği, eğitim meselelerinin tanınmış eğitimcilerin fikir, düşünce ve tecrübelerinden yararlanarak tartışılıp karara bağlandığı ve belli bir uygulama gücü olan ilmi toplantılardır. Heyet-i İlmiye şu kararlar alınmıştır Köy Mekteplerinin kurulması,İlköğretimin 6 yıl olması,Kadınlarında heyete girebilmesi ve müfettiş olabilmesi,Sultani yerine Lise tabirinin kullanılması Heyet-i İlmiye, Cumhuriyet’in ilan edilmesinden birkaç ay önce başlamış ve 1926 yılına kadar üç defa toplanmıştır. Tevhid-i Tedrisat Kanunu 3 Mart 1924 Osmanlı’da mektep-medrese ayrılığının zararları ve yabancı okulların yıkıcı etkileri görülmekteydi. Öğretim sistemindeki bu ikilik ise yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin önünde büyük bir engel oluşturuyordu. Eğitim ve öğretimde birliği sağlamak, aynı zamanda eğitimde laikleşmeyi, modernleşmeyi, eşitliği ve ulusallığı sağlamak, ulusal eğitim ve milli bilinci geliştirmek için dönemin Maarif Nazırı Vasıf Çınar’ın önerisi ile TBMM 3 Mart 1924 tarihinde Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu kabul etmiştir. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun kabulü ile; Türkiye Cumhuriyeti’ndeki bütün okulların programlarının ve eğitim sisteminin düzenlenmesi Millî Eğitim Bakanlığına ve Evkaf Vekâleti’nin bütçesine ayrılan eğitim payı, Milli Eğitim Bakanlığı’na devredildi. Şer’iye ve Evkaf Vekâleti ve tüm özel vakıfların denetimindeki okullar Maarif Vekaleti’ne eğitimi veren bazı eskimiş okullar kapatılarak yerlerine modern İilahiyat Fakültesi, İmam Hatip okulları Savunma ve Sağlık Sıhhiye bakanlıklarına bağlı okullar bütçeleri ile beraber Maarif Vekaleti’ne okulların ders programlarına Türkçe, Tarih ve Coğrafya gibi kültür dersleri konuldu ve bu derslerin Türk öğretmenler tarafından okutulması okulların dini ve siyasi amaçlı öğretimi durduruldu. Bu okulların sınıflarında ve ders kitaplarındaki dini işaret ve semboller kaldırıldı, böylece yabancı ve azınlık okullarının zararlı faaliyetleri engellendi. Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu önemleri ise şunlar olmuştur Eğitim ve öğretim alanında birlik ve öğretim eğitimin çağdaşlaşması ve laikleşmesi kapatılmasına ortam okullar üzerindeki denetim okulların devlet denetiminde olması Fransa, Papalık ve bir çok okulu olan devletlerin itiraz ederek yabancı okullar konusunu yeniden gündeme getirmesine neden Tedrisat Kanunu, eğitim sisteminde laik, millî, akla dayalı, bilimsel ve çağın sosyal ihtiyaçlarına göre düzenleme yapabilme imkânı tanıdığından Türk inkılabının en önemli adımlarından biri oldu. Medreselerin Kapatılması 11 Mart 1924 Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nu kabul edilmesi çerçevesinde; yeni rejim karşıtlarının yetişmesini önlemek, kültür ikiliğini önlemek, medreselerin çağa ayak uyduramaması, tutucuların kendi fikirleri doğrultusunda adam yetiştirmesini önlemek amacıyla Maarif Nazırı Milli Eğitim Bakanı Vasıf Çınar Beyin talimatı ile medreseler kapatılmaya başlamıştır. 💯 Son medreseler Şeyh Said İsyanı sonrasında kapatılmıştır. Medreselerin kapatılması ile; Eğitimde ikilik ortadan düşüncenin hakim olması laik ve ulusal olması yolunda önemli bir adım karşıtı düşüncelerin gücü kırılmıştır. Maarif Teşkilatı Kanunu 2 Mart 1926 Maarif Teşkilatı Hakkındaki Kanun, Mustafa Necati Beyin katkıları ile ilk ve orta öğretimin esaslarını belirleme amacıyla çıkarılmıştır. Bu kanun ile; Eğitim-öğretimin laikleşmesi konusunda önemli bir adım Tedrisat Kanunu’nun ilkeleri ışığında eğitim hizmetleri kanun dahilinde Talim ve Terbiye Kurulu açılması devlet iznine zorunlu ve ücretsiz olması ve orta öğretimin esasları tespit eğitim modeline modern bir yapıya kavuşması okullarının sayısı okulların da bu kanuna uyması zorunlu tutulmuştur. 1926 Teşkilat Kanununa Göre Kurumlar Orta Mektep Lise İlk Muallim Mektebi Köy Muallim Mektebi Harf Devrimi 1 Kasım 1928 Türkler zaman içerisinde çeşitli alfabeler kullanmışlardır. Orta Asya’da Köktürkler ve Uygurlar zamanında Türk alfabeleri kullanılırken, İslamiyet’in kabulü ile birlikte Arap alfabesi benimsenmiştir. Türklerin Kullandıkları Alfabeler Milli Mücadele sonrası alfabenin değişmesi fikri gündeme geldi. Özellikle Azerbaycan’ın Latin harflerine dayalı yeni bir alfabe kabul etmesi, Türkiye’de de Latin harflerinin kabulünü tekrar gündeme getirdi. Harf İnkılabı yapılmak istenmesindeki nedenler şunlardır Okuma yazmayı kolaylaştırarak okur-yazar oranını dili ile yazı dili arasındaki farkı ortadan ile ilişkilerin kolaylaştırılmak Türkçe’yi yeniden alfabesinin Türkçe’nin yapısına uymaması. 29 Mayıs 1928 tarihinde Maarif Vekaleti’nin kurduğu Dil Encümeni tarafından Elifba Raporu hazırlandı. Yapılan çalışmalar sonucunda Mustafa Kemal, 8 Ağustos 1928’de İstanbulGülhane Parkı’nda halka hitap ederek harf inkılabını şöyle duyurdu “Arkadaşlar, güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz.” 1 Kasım 1928’de yeni harflerin kullanılması bir kanunla resmî hâle geldi. 3 Kasım 1928’de yürürlüğe giren kanunla bütün resmî yazışmaların yeni Türk harfleri ile yapılması yasal zorunluluk oldu. Harf İnkılabı sonucunda; Okur-yazar oranı kitap sayısı teknik gelişmelerin takibi eserlerinin tercümesi kolaylaşmıştır. Millet Mektepleri Talimatnamesi 24 Kasım 1928 Yeni harflerin kabulü sonrası örgün eğitim yaşı geçmiş olan vatandaşlara 14-45 yaş arası yeni harfleri öğretmek amacı ile Millet Mektepleri açılmıştır. Bu okulların açılması ile ülkede okuma-yazma seferberliği başlatılmıştır. Başbakan İsmet İnönü, Millet Mektepleri’ndeki eğitim süresinin iki, dört ya da altı ay devam edeceğini belirli yerlere gelemeyecek durumda olan vatandaşlar için gezici mektepler açılacağını, en büyüğünden en küçüğüne kadar bütün bürokratların bu mekteplerde görev alacağını açıklamıştır. Mustafa Kemal, kendisine başöğretmenliği teklif edilen Millet Mektepleri’nin başöğretmenliğini kabul etmiştir. Bakanlar Kurulu, 11 Kasım 1928 tarihinde Millet Mektepleri Talimatname’sini onaylamış ve 24 Kasım 1928 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Bu mekteplerle ilgili olarak Halk Mecmuası adı ile bir yayın çıkarılmıştır. Türk Tarihi Tetkik Cemiyeti Türk Tarih Kurumu 15 Nisan 1931 Türk Tarih Kurumu’nun kurulmasının nedenleri şunlardır Türk milletinin menşeini kökenini belirleyip İslamiyet öncesi Türk tarihini de dünya uygarlığına yaptıkları hizmetleri ve katkıları ortaya milletine atılan iftiraları cevaplandırmak. Sarı ırk, barbar ırk iddilarını çürütmekTürklerden önceki Anadolu tarihinin de aydınlatılmasını ilişki kurdukları devletler üzerindeki etkileri ortaya ve hanedancı bir tarih anlayışından milli temeller üzerine kurulu bir tarih anlayışına tarih bilinci oluşturmak. Türk Tarih Kurumu’nun kurulmasından önce bir bilim kurulu ve kütüphane kurularak Türkler ile ilgili çalışmalar yapan yabancı yayınlar incelenmiştir. Ayrıca 1930 yılında Türk Tarihinin Ana Hatları adında bir eser yayınlanmıştır. Ardından 15 Nisan 1931’de Türk Tarihini Tetkik Cemiyeti Türk Tarih Kurumu kurulmuştur. Bu kurumun görevi, Türk tarihini bilimsel yöntemle incelemek, millî ve uluslararası kongrelerde Türk Tarih Tezi’ni açıklamaktır. Yine aynı yıl Türk Tarih Tetkik Heyet Serisi hazırlandı. 1932 yılında ise Birinci Tarih Kongresi toplandı ve Türk Tarih Tezi ortaya atıldı. Türk Tarih Tetkik Cemiyetinin ana hedefi Türk tarih tezi doğrultusunda; Türk milletinin medeniyetin beşiği Orta Asya’dan çıktığını,Türklerin dünyadaki pek çok medeniyetin kurulup gelişmesindeki katkılarını, bilimsel yöntemleri kullanarak kanıtlamaktır. Etnoğrafya Müzesi 1925 yılında temeli Türkolog Prof. J. Meszaroşun hazırladığı rapor doğrultusunda yapı 1927 yılında Etnoğrafya Müzesi şeklinde Müzesi ilk devlet 1930 yılında halka açılmıştır. Belleten Dergisi Türk Tarih Kurumu tarafından Ocak 1937’den bu yana dört ayda bir Türkçe olarak yaymlanmakta olan, dil ve tarih konulu makalelere yer veren bir yılında Türk Tarih Encümeni Mecmuası olarak çıkarılan dergi 1937 yılında Belleten adını alfabesi ile yazılan ilk dergidir. Türk çocuğu ecdâdını tanıdıkça, daha büyük işler yapmak için kendilerinde kuvvet Kemal Atatürk Halkevleri 19 Şubat 1932 Halkevleri, halkın kültürelm yönden gelişimin sağlamak ve cumhuriyet ilkeleri ve inkılaplarını halka aktarmak amacı ile kurulmuştur. Halkevleri’nin temelini Türk Ocakları oluşturmuştur. Türk Ocakları siyasi bir merkez haline dönüşmesi nedeniyle 1931 yılında kapatılmıştır. Halkevleri’nin yayın organı Ülkü Dergisi’dir. Tek yurtdışı şubesi ise Londra’da açılmıştır. Halkevleri 1951 yılında Adnan Menderes tarafından kapatılmıştır. Halkevleri’nin ÇalışmalarıHalkevleri’nin Şubeleri• Biçki, dikiş kursları düzenlenmiştir.• Yöresel sergiler açılmıştır.• Okuma-yazma kursları açılmıştır.• Sağlık bilgileri verilmiştir.• Ailelere soyadı bulma çalışmaları yapılmıştır.• Dil, Edebiyat, Tarih• Güzel Sanatlar• Spor• Temsil• Kütüphane ve Neşriyat• Sosyal Yardım• Halk Dershaneleri• Köycülük• Müze ve Sergi Türk Dili Tetkik Cemiyeti Türk Dil Kurumu 12 Temmuz 1932 Türk Dil Kurumu’nun açılmasının nedenleri şunlardır Türk dilini yabancı dillerin etkisinden kullandığı Türkçe ile halkın konuştuğu Türkçe arasındaki kopukluğu kökenlerini bilim dili haline halkın anlayacağı şekle çalışmalarını planlı hale zenginliğini ortaya dilini öz benliğine dili, yazı dili ve bilim dili arasındaki farkları Osmanlıcılığı kavramlara Türkçe karşılık bulmak. Dil çalışmaları kapsamında 1928 yılında Dil Encümeni kurularak araştırmalar başlatılmış ve İmla Kılavuzu hazırlanmıştır. 26 Eylül-5 Ekim 1932 tarihleri arasında, Atatürk’ün de katılımıyla I. Türk Dili Kurultayı toplanmıştır. 12 Ekim 1932’de ise Türk Dili Tektik Cemiyeti Türk Dil Kurumu kurulmuştur. Bu kurumun kuruluş hedefi Türk dilinden yabancı kelimelerin dili ile halk dili arasındaki kopukluğun dili ile yazı dilinin ağzından derlemelerin yapılması taramalar yapılması gerekliliği belirtilmişti. Türk milletinin dili Türkçedir. Türk dili dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yükseltmek için Kemal Atatürk Üniversite Reformu 1933 Eğitim ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar yazımızda son olarak üniversite reformu konusuna değinelim. Cumhuriyet öncesinde kurulmuş olan yükseköğretim kurumu olan Darülfünun Türk inkılabının geliştirilmesinde ve yaygınlaştırılmasında yetkin değildi. Bu sebeple 1931 yılında Darülfünûnda yeni bir düzenleme yapılması kararı alındı. Bu amaçla Mustafa Kemal’in talimatı ile Maarif Vekaleti tarafından davetle 16 Ocak 1932’de Cenevre Üniversitesinden Türkiye’ye gelen Prof. Dr. Albert Malche Albert Malke incelemelerde bulundu ve hazırladığı raporu Millî Eğitim Bakanlığına sundu. Raporda; Fen branşlarının öğretilme oranının ders verme tekniklerinin bilim yayınlarının düşüncenin etkin kılınması konularına değinildi. Bu düzenleme 31 Mayıs 1932’de TBMM’de kanun haline gelerek yürürlüğe girdi. Bu kanunla Darülfünûn kapandı ve 31 Temmuz 1933 itibariyle Cumhuriyet’in ilk üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi kuruldu. Atatürk Dönemi Önemli Eğitim Kurumları • 1924 Zonguldak Yüksek Maden ve Sanayi Mühendis Mektebi• 1925 Ankara Hukuk Mektebi• 1927 Köy Öğretmen Okulu• 1926 Gazi Eğitim Enstitüsü• 1933 İstanbul Üniversitesi• 1935 Ankara, Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi• 1936 Ankara Siyasal Bilgiler Okulu• 1937 Köy Eğitim Yurtları Ayrıca bu alanda; John Dewey, köy okullarının kurulması hakkında rapor Kühne, meslek okullarının nasıl oluşturulacağına dair rapor Mustafa Kemal’e yazdığı mektupla bilim adamlarına sahip çıkılmasını rica etmiştir. Bu bilgiler MEB ve Akademik kaynaklar referans kullanılarak hazırlanmıştır. Oluşturulma Tarihi Ağustos 25, 2020 0345İnkılap diğer adıyla devrim toplum düzenini ve yapısını daha iyi bir konuma getirmek için eski işlevini yitirmiş kurumların kaldırılarak yeni ve daha işlevsel kullanılabilecek kurumların getirilmesi olarak tanımlanabilir. İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersi konuları içerisinde de özellikle inkılaplardan bahsetmek oldukça doğaldır. İnkılaplar sonucunda birçok eski kurum etkinliğini yitirdiği için yerine yenileri getirilmiştir. Bu sebeple inkılap tarihi konuları öğrencilerin bugünü anlamaları için oldukça önemlidir. 8. Sınıf İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük konuları içerisinde yer alan eğitim ve kültür alanında yapılan inkılaplar konusunu Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde birçok kurum işlevini yitirmiş bu eski kurumların yerine yenilerinin gelmesi gerekliliği doğmuştur. Özellikle Eğitim Kurumları Osmanlı devleti içerisinde oldukça farklı göstermekteydi. Bu durum eğitimde birliğin olmadığını ve her bir kurumda yetişen öğrencinin çok farklı özelliklerle yetiştiğinin kanıtı olmaktaydı. Özellikle devlet kurumlarının etkisinin ve denetimin az olduğu yabancı eğitim kurumları da ülkede varlığını sürdürmekte idi. Bu sebeple birçok sıkıntı baş gösteriyordu. Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından itibaren ise eğitimde köklü değişiklikler yapılmasına karar Sınıf İnkılap Tarihi Eğitim Ve Kültür Alanında Yapılan İnkılaplar Osmanlı Devleti'nde eğitimde birlik olmadığı için birçok farklı eğitim kurumu ülkede varlığını sürdürmekte idi. Bu durumda eğitimde birlikten uzaklaşarak birçok farklı kültüre ve devlete hizmet eden eğitim kurumları mevcuttu. Devlet denetimi olmayan eğitim kurumları sebebiyle artık eski düzene ait eğitim kurumları kapatılarak yerine işlevsel yeni eğitim kurumları kurulmasına karar verildi. Bunun yanında kültür alanında da oldukça fazla gelişme yaşandı. Eğitim Alanında Yapılan İnkılaplar Eğitim kurumları işlevini yitirmiş kurumlar olarak varlığını sürdürüyordu. Bu sebeple artık varlığı gereksiz olan eğitim kurumlarının değiştirilmesi gerekiyordu. Eğitim Alanında Yapılan İnkılapların Sebepleri Eğitim ve öğretimin çağdaş unsurlara göre düzenlenmesi gerekliliği. Eğitim öğretimde laikleşmeyi sağlamak. Eğitim öğretim kurumlarında bulunan farklılıkları kaldırarak eğitim öğretim birliği sağlamak. Kültürel çatışmaların ortadan kaldırılarak bilimsel çağdaş ve milli bilgilerle donatılmış yeni bir nesil yetiştirmek. Tevhid-İ Tedrisat Kanunu Eğitim ve öğretimin birleştirilmesi anlamına gelen Tevhid-i Tedrisat Kanunu 3 Mart 1924 tarihinde yayınlanmıştır. Buna göre medreseler kapatılmış okullar Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlanmıştır. Harf İnkılabı Ö-Özellikle Osmanlı Devleti'nde Arap harfleri kullanılmaktaydı. Bu da Okuma yazmayı zorlaştıran bir etkiydi. Harf inkılabının getirilmesi ile Latin Harfleri kabul edilerek 1 Kasım 1928'de Arap alfabesi kaldırılmıştır. Okuma yazma bilenlerin sayısı artarak bilimsel çalışmalar hızlanmış basılan kitap sayısı artmıştır. Okuma yazma oranında çağdaşlaşma yolunda önemli bir adım atılmıştır. Millet Mekteplerinin Açılması 1928 yılında ülke genelinde okuma yazma seferberliği başlatılarak okuma yazma bilmeyen yetişkinlere okuma yazma öğretmek ve yeni Türk Harflerinin tanıtmak amacıyla millet mektepleri açılmıştır. Türk Tarih Kurumunun Açılması Osmanlı Devleti'nde Türk Tarihi sadece Osmanlı ve İslam tarihi ile sınırlı olduğu kabul ediliyordu. bunun önüne geçmek ve Türk tarihinin çok daha eskilere dayandığını ispatlamak amacıyla Türk Tarih Kurumu 15 Nisan 1931 tarihinde açılmıştır. Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun Milli Eğitim Temel Kanunu olarak görülen Maarif Teşkilatı hakkında kanun Mart 1926 yılında ilan edilmiştir. Buna göre ilk ve orta öğretim esasları tespit edilmiş. Okullaşma faaliyetlerinin tamamı devlet denetimini bırakılmıştır. İlköğretimi parasız ve zorunlu hale getirilmiş eğitimin millileştirilmesi ve çağdaşlaştırmak amaçlanmıştır. Türk Dil Kurumu'nun Açılması Türk dilini yabancı dillerin etkisinden kurtarmak amacıyla 12 Temmuz 1932'de yılında Türk Dil Kurumu açılmış ve konuşma dili yazı dili arasındaki birliktelik sağlanmıştır. Böylece Türk dilinin zenginliğini ortaya çıkarmak amacıyla Türk Dil Kurumu çalışmalarını yürütmüştür. EĞİTİM VE KÜLTÜR ALANINDA YAPILAN İNKILALAR ATEVHİD-İ TEDRİSAT Öğretimde birlik KANUNU 3 Mart 1924 – Osmanlı devletinde bazı okullar ve medreseler Seriye ve Evkaf Vekuleti Dini işler ve vakıflar bakanlığı ne bağlıydı. -Avrupa tarzında eğitim veren okullar ise Macirif Vekaleti Eğitim Bakanlığı tarafından yönetilmekteydi. – Azınlık okullar ve yabancı okullar da vardı. – Farklı eğitim öğretim kurumları kültürel çatışmalara sebeb olmaktaydı. Yeni Türk devleti Tevhid-i Tedrisad Öğretim Birliği konumuyla bu duruma son verdi. – Eğitim kurumları laik,çağdaş bilimlere göre düzenlendi. – İlköğretim zorunlu hale getirilip ücretsiz yapıldı. – Kız erkek aynı okula giderek karma eğitim başladı. – Seriye ve Evkaf Vekaleti yerine -> Diyanet işleri ve Vakıflar müdürlüğü kuruldu. Kanunların dine uygunluğu denetlenirdi. Laikleşme -Erkanı Harbiye yerine -> Genelkurmay başkanlığı kuruldu Ordu siyasetten ayrıldı. BMAARİF TEŞİLATI HAKKINDA KANUN 2 Mart 1926 CYENİ TÜRK HARFLARİNİN KABULÜ Latin Alfabesi 1 Kasım 1928 -Atatürk çağdaş ugarlık düzeyine çıkmak için eğitimin modernleşmesi gerektiğine inanmaktaydı. -Atatürk arap alfabesinin türkçe karakterlere uymadığını düşünmekteydi. -1928 de yeni türk harflerinin kabulu kanunu ” TBMM de kabul edildi. -Latin alfabesinin kabulüyle bilim teknolojideki ilerleme ve batının takibi sağlandı okuryazar oranı ve kitap basımı arttı, milli kültür ve dilin gelişmesi sağlandı. DMİLLET MEKTEPLERİNİN AÇILMASI 24 Kasım 1928 -Yeni türk harflerinin kabulüyle bu harfleri öğretecek okullar yaş arası kişilerin katıldığı günler düzenlendi ETÜRK TARİH KURUMUNUN AÇILIŞI 15 Nisan 1931 -1930 yılında açılan Türk tarih heyeti oluşturularak Türk tarihi ve uygarlığı bilimsel olarak incelenmeye başlamıştır -1931 de Türk Tarih Tetkik cemiyeti kurulmuş 1935 yılında Türk tarih kurumu adını almıştır FTÜRK DİL KURUMUNUN AÇILMASI 15 Nisan 1931 -1932 yılında kurulan bu kurum Türkçenin yabancı kelimelerden arındırılması ve bilim dili haline gelmesi için çalışmalar yapmıştır. -Atatürk arapça yerine türkçe terimlerin kullanıldığı ”geometri Klavuzu adında kitap yazmıştır. GİSTANBUL ÜNİVERSİTESİNİN AÇILMASI1933 Osmanlıdan kalan üniversite niteliğindeki darülfunun kapatılmış yerine istanbul üniversitesi açılmıştır

eğitim ve kültür alanında yapılan yenilikler slayt