🐄 Van Yöresine Ait Türküler Ve Hikayeleri
HZdRyjL. Yeşil Ördek Gibi Daldım Göllere Türküsü...Çukurova yöresine ait olduğu da söylenir, Sabahattin Alparslan'dan alınıp, derlenmiş.... TÜRKÜNÜN HİKAYESİ Çeşitli kaynaklara göre Kozana bağlı Feke İlçesi'nin "Gökçe" köyünde, "Mamalı" da, "Binbuğa"da, "Erzurum"da "Zobular"da, "Gökçeli"de, "Varsak da, hatta "Belgrad"da doğduğu öne sürülmüştür. Fakat, kanımızca en sağlam ve eski kaynak, Akşehirli Ahmet Hamdi Efendi'nin hatıra defteri olup, inandırıcı delillere dayanmaktadır. Hamdi Efendi, Varsak köyünde 1876 da hatıra defterine şu satırları kaydetmiştir "Malum ola ki Karacaoğlan Varsak karyesinde dünyaya gelüp babası Türkmen aşiretinden Kara İlyas, fakir-el hal olmağla sayd-ü şikarla taayyuş eder olup 1013 M .1604 tarihinde Kozan dere-beylerinden Hüsa m Beyin sayıl namıyle tut-kap asker devşirdiği hengamda İlyas dahi tutulup götürülerek orada gaip olduğu için lakapları Sayıloğlu kaldığı ve el- yevm karyei mezbur hanedanı Sayılzade Mehmet Efendi'den anlaşılmıştır. Karacaoğlan'ın ismi Hasan olup öksüz büyümüş. Vechen karayağız ve fakir çocuğu olduğu için buna Karacaoğlan denülüp böylece anıldığı. Karacaoğlan delikanlı iken munis ve zeyrekliği hasebiyle ol vaktin karye ağalarından serdengeçti Osman Ağa Karaca Oğlan'ı evlatlık şekliyle diğer fakir bir aile kızıyle teehhül ettirmiş ise de kız hor ve çirkin olduğundan Karacaoğlan babası gibi Sayıl askerliğine tutulacağını anlayup yirmi dört yaşında Varsak'tan firarla mekanın gaip ederek, encam Maraş'ta Zülgaroğlu Zülkadir olacak Hüsam Bey' in himayesinde altı sene teehhül ümidiyle kalıp, teehhül ümidi münkesir olunca ora-dan müfarekatla yine geşt-i diyara başlayıp on dokuz sene sonra vatanına gelmişse de fazla barınamayıp elli beş yaşında Tarsus tarikıyla tekrar geşt-i diyara derban olduğu ", kayıtlıdır. Han Mahmut adli halk hikayesinde ve diğer bazı anlatımlarda Karacaoğlan'ın Tarsus'ta Karaca Kız adındaki bir yörük beyi'nin kızına aşık olduğu, vermedikleri için kızın, arkasından da Karacaoğlan'ın Kırklar mağarasına, bazı kaynaklara göre de Eshab-ı Kehf Mağarasına çekilerek orada öldüğü rivayet olunur. İshak Refet Işıtman ise, 1933 yılında yayınladığı Karacaoğlan adlı eserinin 33. sayfasında "Şairin menkıbeleri arasında Karaca Kız adlı birisini sevdiği söylenir ve ölünceye kadar bu sevginin devam ettiği, fakat birbirlerine kavuşamadıkları, en sonunda Karacaoğlan'ın bir tepeye, Karaca Kız'ın da onun karşısındaki bir tepeye gömüldükleri anlatılır. Bu tepeler Çukurovada imiş", demektedir. Bizim görüşümüze göre buradaki Çukurova'dan Çukur Köyü'nün anlaşılması gerekir. Zira Çukur köyü şimdi Karacaoğlan Karaca Kız ve Karacaoğlan Tepeleri'nin düzlüğündedir. Fuat Köprülü'nün araştırma yaptığı dönemlerdeki ulaşım imkanları dikkate alınırsa, Mut İlçesi dahi belli çevre dışında bilinmezken Çukur köyünün bir araştırmacı için bilinmesi elbette mümkün değildir. Esasen şimdiki Çukur Karacaoğlan köyü 1286 yıllarında Sarıkavak beylerinden Hacı Kadir ağa zamanında eski yerinden nakledilmiştir. Karacaoğlan tepesinin birkaç kilometre kuzey batısına düşen eski Çukur içme ve kullanma sularını sarnıçlardan sağlayan bir kıraç yayladır. Sarıkavak beylerinin yaylası olan bu köyün 8 kilometre kadar doğuya nakledilmesinin bir de hikâyesi vardır. Rivayete göre köyün çobanı, sürünün içinden bir tekenin sık sık ayrılarak sakalı ıslanmış şekilde geriye döndüğünü görür ve merakla takip eder. Görür ki şimdiki köyün hemen yakınında bir kaynak vardır ve teke tesadüfen bulduğu bu kaynaktan iç güdüsüyle şaşırmadan gidip, suyunu içtikten sonra dönmektedir o Bundan sonra sadece yazları oturulan eski Çukur su kaynağına yakın yerde yeniden iskân sahası haline getirilir. Köy devamlılık kazandıktan sonra halk Karacaoğlan mezarını adeta ziyaretgâh haline getirmiş, ona evliyalık izafe etmiş, tepenin adına zamanla Erenler Tepesi de denmeye başlanmıştır. . Yeşil ördek gibi daldım göllereSen düşürdün beni dilden dillereBaşım alıp gidem gurbet ellereNe sen beni unut ne de ben seni Sevdiğim cemalim güneşim mahımSeni seven aşık çeker ezvahınGetir el basayım kelamullahınNe sen beni unut ne de ben seni Gel seninle bir ahduman kuralımBağlanalım bir karara varalımVerdiğimiz sözde hemen duralımNe sen beni unut ne de ben seni...Video
Bu mesaj 'en iyi cevap' seçilmiştir. Gül Budanmış Dal Dal Olmuş Türkü Sözü Gül budanmış dal dal olmuş Menekşesi yol yol olmuş Siyah zülfün tel tel olmuş Biz şu yerlerden gideli Gurbet illere düşeli Gül menekşeye karışmış Küskün olanlar barışmış Taze fidanlar erişmiş Gurbet illere düşeli Öksüz Aşık der bu sözü Hakka çevirmiştir yüzü Öldü zannettiler bizi Biz şu yerlerden gideli Gurbet illere düşeli İndim Çayır Biçmeye Türkü Sözü İndim çayır biçmeye güzel han Eğildim su içmeye yar amman Hey güzel güzel güzel han Dediler yar geliyor Kanat vurdum uçmaya Hey güzel güzel güzel güzel han Eski ayva yeni nar Küsme bana nazlı yar Hey güzel güzel güzel güzel han Sen küsersen ben küsmem Senden başka kimim var Hey güzel güzel güzel güzel han TRT Repertuvarındaki hali İndim çayır biçmeye güzelhan Eğildim su içmeye yaramman Dediler yar geliyor güzelhan Kanat verdim uçmaya yaramman Hey güzel güzel güzel güzel han Güzel maya çobanı yaramman Eski ayva yeni nar güzelhan Küsme bana nazlı yar yaramman Sen küsersen ben küsmem güzelhan Senden başka kimim var yaramman Hey güzel güzel güzel güzel han Güzel maya çobanı yaramman Şu Karşıki Dağda Kar Var Türkü Sözü Şu karşıki dağda kar var duman yok Benim sevdiceğimde din var iman yok Vardım baktım nazlı yarim evde yok Ver benim sazım efendim ben gider oldum Süremedim lavantayı konsola koydum Şu karşıki dağda titrer dallar Benim gönlüm arzu çeker tomurcuk güller Kader kısmet böyleyimiş ne yapsın eller Süremedim lavantayı konsola koydum
van yöresine ait türküler ve hikayeleri